Ebeveyn Kontrolü Ve Ergenin Olumsuz Sosyal Davranışları

Ebeveyn Kontrolü Ve Ergenin Olumsuz Sosyal Davranışları | Saldırganlık: Saldırgan davranışlar, başkalarına fiziksel, sözel ya da dolaylı yoldan zarar vermeyi amaçlayan davranışlar olarak tanımlanmaktadır. Saldırganlığın fiziksel, ilişkisel, sözel saldırganlık gibi alt boyutları bulunmakta ve bu alt boyutların gelişimsel olarak değişme gösterdiği gözlenmektedir. Örneğin fiziksel saldırganlığın hayatın ilk yıllarında başlayıp iki yaş civarında zirve yaptığı ve ilk çocukluk yıllarında diğer yıllara kıyasla daha çok görüldüğü bulunmuştur.
Cairns ve Cairns, fiziksel saldırganlığın 10 ile 18 yaşlar; Tremblay ve arkadaşları da bir grup erkek katılımcı ile yaptıkları çalışmada fiziksel saldırganlığın 6 ile 15 yaşları arasında azaldığını bildirmiştir. Saldırganlığın ifade biçiminin zaman içinde farklılaştığını savunan araştırmacılardan Björkvist ve arkadaşlarının önerdiği gelişimsel hipoteze göre saldırganlığın doğası fizikselden sözel saldırganlığa ve sözelden de ilişkisel saldırganlığa doğru değişmektedir.
Saldırgan davranışlar, niyet temelinde incelendiğinde amaca yönelik ve tepkisel olarak iki boyuta ayrışmaktadır.
Saldırgan davranışlar ile olumlu sosyal davranışları birlikte inceleyen araştırmacılar ise bu iki grup davranışla ilgili görüşleri açısından ikiye ayrılmaktadır.
İlk görüşe göre saldırganlık ile olumlu sosyal davranışlar birbirine zıt yapılardır. Saldırgan davranışlarda bulunan çocukların başkalarına yardım etme gibi bir niyet güdemeyecekleri ve olumlu sosyal davranışlarda bulunanların ise saldırganca davranışlarda bulunamayacakları savunulmaktadır.
Diğer görüşteki araştırmacılara göre ise saldırganlık ve olumlu sosyal davranışlar örtüşebilir yapılardır. Bu görüşe göre maddi kazançlar veya sosyal statü kazanmak için kişi, hem olumlu hem de olumsuz davranışları içeren stratejiler kullanabilir. Örneğin kişi, bazı olumlu sosyal davranışları ile çıkarcı amaçlar güdebilirken, bazı saldırgan davranışlarla kendisi dışındakilerin yararını gözeten amaçlar (örn., arkadaşını koruma amaçlı saldırgan davranış) içinde olabilir.
Ebeveyn Kontrolü Ve Ergenin Olumsuz Sosyal Davranışları
Saldırgan davranışların, gelişimsel olarak bakıldığında ileriye yönelik sonuçları olduğu bilinmektedir. Araştırmalar, çocukluk dönemindeki saldırganlığın ergenlik döneminde dışsallaştırma problemleri ve suç işleme ile bağlantılı olduğunu göstermektedir. Özellikle saldırganlık gibi dışsallaştırma sorun davranışlarında çocukların uyumu büyük ölçüde ebeveynlik kalitesine, bağlanmaktadır. Conger ve arkadaşları ekonomik düzey, evlilik ilişkisi, ebeveynlik ve ergen uyumu ilişkileri üzerinde yaptığı çalışmalarda ebeveyn ilgisinin ergenin uyumunu pozitif, uyumsuz davranışlarını (örn., anti-sosyal davranışlar) ise negatif yönde yordadığını belirtmiştir.
Ebeveyn izlemesinin saldırganlık ve problem davranışlar ile negatif yönde ilişkili olduğu yönünde bulgulara sahip araştırmalar mevcuttur. Örneğin Griffin, Scheier, Botvin, Diaz ve Miller, altıncı sınıfa giden Afrikalı Amerikalı öğrencilerde ebeveyn izlemesinin ergenlerin saldırganlığı ile negatif yönde ilişkili olduğunu bulmuştur.
Morrison, Robertson, Laurie ve Kelly, Latin kökenli Amerikalı ergenler ile yaptığı çalışmada ebeveyn izlemesi ve algılanan sosyal desteğin bu ergenlerde anti-sosyal davranışları azaltıcı yönde etkisini ortaya koymuştur.
Araştırmalar, psikolojik kontrol ile çocukluk dönemi ilişkisel saldırganlığı arasındaki bağlantıları göstermiştir. Orta ergenlik dönemindeki ergenler ve aileleri ile yapılan bir çalışmada psikolojik kontrol ile ilişkisel saldırganlığın pozitif yönde ilişkili olduğu görülmüştür. İlişkisel saldırganlık, arkadaşlık ilişkisine ve akran statüsüne zarar verdiği için önceleri daha çok kızlarda görüldüğüne dair bulgular olmasına rağmen belirli bir tip saldırganlığın farklı şekillerde zarar verebileceği saptandığı için saldırganlığın alt boyutlarının cinsiyete özgü sonuçlarından söz edilmemektedir.
Arkadaşlık niteliği
Ergenlik döneminde arkadaşlık niteliği ve değişip derinleşen arkadaşlık ilişkileri de araştırmacıların ilgisini çekmektedir.
Arkadaşlığın, özellikle olumlu sosyal nitelikte ise, olumsuz davranışlara karşı koruyucu rol, yeni beceriler edinmede yardım ve yeni şeyler öğrenmeyi teşvik gibi birçok fonksiyonu olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle arkadaşlıkların sayısından ziyade arkadaşlık ilişkisinin niteliği önemlidir.
Arkadaşlık ilişkileri farklı alanlarda niteliksel olarak farklılık göstermektedir. Bu farklılıklar; içerik, yapıcılık (örn., Çocuklar arası anlaşmazlığın müzakereyle ya da güç gösterimi ile çözülmesi), yakınlık (örn., çocukların yeterince birlikte vakit geçirip geçirmemesi ve değişik oyunlar oynayıp oynamamaları), simetri örn., iki çocuktaki gücün aşağı yukarı eşit dağılması ya da dağılmaması), ve duyuşsal yapı (örn., aradaki ilişki destekleyici ve güvenli ya da destek vermeyen ve çatışmaya yol açan) olarak bilinmektedir.
Arkadaşlık niteliği bu anlamda hem olumlu hem de olumsuz arkadaşlık niteliği olarak ikiye ayrılmaktadır. Olumlu arkadaşlık niteliği arkadaşlar arası destek, yakınlık, güvenlik gibi özelliklere; olumsuz arkadaşlık niteliği ise çatışma, destek olmama, güvensizlik, rekabet ve arkadaşlar arası üstünlük kurma özelliklerine sahiptir.
Olumsuz arkadaşlık niteliği dışsallaştırma sorun davranışları ile pozitif yönde ilişkilidir. Bunun yanında olumsuz arkadaşlık niteliği ile saldırganlığın fiziksel ve sözel boyutları arasındaki ilişkinin orta düzeyde olduğu bilinmektedir. Bollmer ve arkadaşları kaliteli arkadaşlıklara sahip çocukların zorbalık ve benzeri davranışlar karşısında olumlu bir sorun çözme yöntemi izlerken; olumsuz arkadaşlıklara sahip çocukların aynı durum karşısında saldırganlık göstererek sorunu çözmeye çalıştığını bulmuştur.
Diğer bir deyişle olumsuz arkadaşlara sahip çocukların, olumlu arkadaşlığı olan çocuklara göre sorun çözmede saldırganlık kullanmaya daha eğilimli olabilecekleri öne sürülmektedir.
Ergenlerle ilgili bir çalışmada ise olumlu nitelikte arkadaşlık ilişkisi olan ergenlerin okula ilgisinin yüksek olduğu, diğer taraftan arkadaşlık ilişkisi çatışmalı olan ergenlerin okulda daha çok sorun yarattığı görülmektedir.
Ebeveynlerin davranışları
Ebeveynler, çocuklarının olumsuz arkadaşlık ilişkilerine sahip olacağı, ebeveyn beklentileri dışına çıkacağı düşüncesi ile, ebeveynlik uygulamaları (ör., akran ilişkilerini yönetme) ile akran ilişkilerine müdahale ettikleri gibi ebeveynlik stil ve davranışlarıyla da çocuğun arkadaşlık ilişkilerinin niteliği üzerinde rol oynayabilmektedirler. Ebeveynin ergene olan destekleyici veya düşmanca davranışlarının ergenin ilerdeki arkadaşlıklarının niteliğini yordadığını belirtmektedir. Keza, Gottman ve Katz’ın (1989) çalışmalarına göre ebeveynlerinden saldırganlık gören çocuklar en iyi arkadaşlarına karşı daha kaba davranışlar sergilemektedirler. Bunlara ek olarak, yetersiz ve uygunsuz ebeveyn davranışlarının ergenlerin sapkın akran gruplarına bağlanmalarına yol açtığı bulunmuştur.