Metaverse Nedir?

Metaverse Nedir? | Bugün size metaverse kavramını anlatmak istiyorum. Tabii metaverse kavramını dinlerken ortalık karışmasın diye adım adım ve yavaş yavaş hareket etmek istiyorum. Bu yüzden de benim metaverse kelimesini ilk duyduğumda aklımda canlanan kelimeyi sizinle paylaşmak istiyorum.
Bu da universe kelimesi olmuştu.
Neden?
Birbirlerine benziyorlar çünkü.
Peki universe ne demek?
Universe aslında evren anlamına geliyor fakat biraz daha derine indiğimizde bizim dokunabildiğimiz, hissedebildiğimiz, belirleyebildiğimiz, deneyimleyebildiğimiz, kokladığımız, gördüğümüz, duyduğumuz her şey universe ve universenin bir parçası.
İşte bütün bu deneyimlerin dijitalleştirilmesi ve dijital ortamda mümkün kılınabilmesi de metaversedür.
Metaverse Nedir?
Şimdi daha detaylı anlatmak için varolan birkaç teknolojiden bahsetmek istiyorum size. Evinize bir mobilya almadan o köşede o mobilyanın nasıl duracağını siz aslında görebilirsiniz satın almadan ya da almak istediğiniz teknolojik bir cihaz, bir telefon, bir bilgisayar vardır bunun masanızda nasıl duracağını görebilirsiniz.
Peki bu nasıl oluyor?
Telefonların ve mobil cihazların arkasındaki lidar adı verilen küçücük bir sensörle mümkün oluyor. Yani bu sensörler bizim gerçek dünyada gördüğümüz nesneleri ölçekleyebilir ve dijital ortamda bir nesne haline getirebilir. Biz buna aslında ogmenteder reality yani arttırılmış gerçeklik diyoruz.
Neden?
Çünkü gözümüzün önünde bulunan objeleri ölçümleyerek dijital ortamda bulunan nesnelerle birleştiren bir ortam yaratılıyor burada.
Peki ben bu ürünlere dokunabiliyor muyum, ben bu ürünleri hissedebiliyor muyum?
Tabii ki hissedemiyorum.
Hissedebilsem niye ben gerçeklerine para ödeyeyim öyle değil mi?
İşte öyle bir düzen hayal edin ki görme ve ölçekleme duyumuzun dijital bir ürüntarafından tatmin edilmesinin ötesinde o cismi hissetme, dokunma, koklama, görme ve kullanmayı deneyimleme hislerinin bize dijital ortamda yaşatılabildiğini düşünün.
Örneğin biz bir zoom toplantısı yapıyoruz birisini görüyoruz ve duyuyoruz ama bunun yerine toplantıdaki herkesin dijital bir ortamda gerçekten aynı masada olduğunu, herkesin bu tarafa baktığında aynı şeyi gördüğünü, birine dokunduğunuzda, birini dürttüğünüzde onun bunu hissettiğini düşünün.
İşte metaverse bize bunları sağlıyor.
Peki bu nasıl mümkün olabilir biraz da ondan bahsedelim.
Hadi işin gözlük kısmını çözdük.
Karşımıza bir takım görseller getirdik ya da biz bu gözlükle Bodrum’a gittik diyelim. Bizim Bodrum’da ya da yazlık bir mekânda güneşin tenimize değmesini, deniz suyunun ayak bileklerimize temas etmesini veya rüzgarın saçlarımızın arasından dalgalanmasını bu gözlük bize hissettirebilir mi günümüz şartlarında.
Hissettiremez ama şunu söylemek istiyorum bakın size az önce anlattığım nesneleri burada görmemizi sağlayan teknoloji de 5 yıl önce yoktu. Şu anda kullanıcı boyutuna inmiş durumda.
Peki ya beynimizde deneyimlediklerimizi ve hissettiklerimizi dijital ortama aktarabilen bir teknoloji var olmuş olsaydı, ya biz bunu bütün vücudumuza takılan bir kıyafetle yapabilseydik ya da şu an şartlarda uzak görünse de beynimize bir çip takarak bunu sağlayabilseydik? Bütün bunlar ihtimaller dahilinde.
Şimdi bütün bu bilim kurguyu bir kenara bırakalım ve günümüze dönelim. Günümüzdeki bütün düzen aslında uygulamaların üzerine yani ben kendimi eğer bir satıcı olarak konumlandırmak istersem satıcı olanaklarının sağlandığı uygulamaları kullanmam yeterli. Kendimi bir manken olarak çizmek istiyorsam gidip de içerik üretebileceğimiz uygulamalarda kendimi böyle konumlandırmam yeterli yani mevcut düzen uygulamalar etrafında kurulu ve önemli olan bizim kendimizi nerede konumlandırmak istediğimiz. Bütün bu düzenin kurucuları yani geliştiricilere sorulduğunda bu düzene gelmemizin en büyük paydaşı kim, ne diye?
Birçoğumuzun elimizdeki cep telefonlarının markalarından biri olan Apple’ı işaret ediyorlar.
Niye?
Hatta daha detaylı bir tanım yapmak gerekirse buna iphone anı diyorlar çünkü mobil cihazlarımızda internet kavramını hayatımıza sokan cihaz burada iphone’dur ve marka Apple’dır ama mesele burada bu değil çok daha derine gidiyor aslında.
Mesela ilk çıkan iphone’larda bir 3G modem yoktu. O hızda internet kullanılamıyordu. İnternet sayfaları mobile göre değildi, internet yavaştı yani deneyim çok kötüydü. Taaa ki iphone 2G, iphone 2 çıkana kadar. O zaman işte mobil internet bu kadar popüler olmaya başladı ki şunu da bilmekte fayda var.
Aslında telefonlarımızın kendi kendine bir modemle internete bağlanabilmesini sağlayan teknoloji bunun hayata geçmesinden 10 yıl önce bulunmuştu bu protokol. Başka bir tarafından bakalım iphone’dan önce internete bağlanabilen cihazlar vardı ya da Apple’dan önce iphone’nun aynısını yapmaya çalışan bir marka vardı ama fabrikasyon bu boyutta olmadığı için, bütün parçaları kendileri yapmaya çalıştığı için çıkaramadan battılar ya da birçok uygulama, birçok telefon, internet altyapısı yeteri kadar varolmadığı için bu özelliği öne çıkaramadı.
İphone günümüzde neden bu konumda çünkü birçok farklı teknolojinin gelişme gücünü arkasına alarak ilerledi.
Ekran üreticileri, telefon ekranlarını daha güzel yaptı, çip üreticileri telefonların hızlarını arttırdı, lens üreticileri bir taşınabilir kamera ile aynı performansı vermesini sağladı ve günün sonunda doğru teknolojileri bir araya getirebilen, doğru zamanda doğru yerde bulunan bir ürün olarak iphone anı olarak akıllara kazındı bu devrim.
Metaverse’ı de aslında bu şekilde düşünmemiz gerekir.
Henüz iphone anını yaşayamadığı kesin ama farklı teknolojiler bir araya geldikçe, bunlar kombinlendikçe, teknolojiler kullanılıp hayatımızın daha da bir parçası haline geldikçe bu ilerlemeyi sağlamak mümkün olacak. Daha bilgisayarlarımızın çok hızlanması gerekiyor, internetin daha çok hızlanması, akıllı gözlüklerin daha çok gelişmesi gerekiyor ama biz bunları deneyimledikçe metaverse’ün iphone anına da o kadar yaklaşacağız.
Günün kısa bir özetini yapmam gerekirse şimdi bu videoyu izlemeden önce karşımıza bir ayakkabı ya da bir saat reklamı çıktığını düşünelim.
Öyle bir anda çıkıyor ki bu reklamlar o ayakkabıyı o saate alasınız geliyor ama bunu metaverse’de hayal ettiğinizde belki siz spor yaparken, belki dijital ortamda arkadaşlarınızla birlikteyken bir anda en sevdiğiniz sporcu, sanatçı, örnek aldığınız birisi gelecek ve diyecek ki saate bakacak Derin ben bunu bu saat sayesinde yaptım.
Hadi gel bu saati alalım diyecek.
Şimdi yaşadığınız reklamın etkisini düşünün.
Sizi öyle bir noktada vuracak ki, öyle bir ortam olacak ki orada ben etkisini hayal bile edemiyorum şahsen.
Ya da diyelim ki bir zoom toplantısında otomatik olarak bütün kullanıcılar beraber oluyor dijital avatarlarıyla birlikte. Yani düzen uygulamalar üzerine değil kişiler ve mekânlar üzerine kurulu olacak.
Teknoloji çok hızlı gelişiyor.
İnsanlar sanal ortamdaki arazileri satmaya başladılar bile. Dijital tablolar, resimler, şarkılar satmaya başladılar bile.
Yorumlarınıza lütfen bu işin geleceğini nerede gördüğünüzü yazın ama tekrar söylüyorum ve unutmayın lütfen bu işten kaçamazsınız.
Bir an önce yerinizi almaya bakın.
Derin Eryılmaz