Çocukta arkadaş seçimi ve akran baskısına karşı tedbirler
Çocukta arkadaş seçimi ve akran baskısına karşı tedbirler almak, ebeveynliğin en hassas ve en önemli yolculuklarından biridir. Bu yolculuk, çocuğun doğumundan itibaren başlayan ve ergenliğin sonuna kadar devam eden, sürekli değişen ve dönüşen bir süreci kapsar. Arkadaşlık, bir çocuğun hayatında sadece bir eğlence ve oyun aracı değil, aynı zamanda kimliğinin, sosyal becerilerinin ve ruh sağlığının şekillendiği temel bir laboratuvardır.1 Aile bağlarından sonra gelen bu en güçlü sosyal bağ 3, çocuğa aidiyet, güven ve kabul görme hissini tattırır; bu da onun özgüven gelişiminin temel taşını oluşturur.3 Bu kapsamlı raporda, ebeveynlere çocuklarının sosyal dünyasını anlamaları, gelişim evrelerine göre arkadaşlık ilişkilerinin doğasını kavramaları ve onları olumsuz akran baskısı gibi kaçınılmaz zorluklara karşı donanımlı hale getirmeleri için bilimsel temellere dayanan, empatik ve uygulanabilir bir yol haritası sunulmaktadır. Amaç, çocuğu sosyal hayattan yalıtmak değil, onu her türlü sosyal fırtınada ayakta kalabilecek kadar güçlü ve donanımlı bir birey olarak yetiştirmeye rehberlik etmektir.
Bölüm 1: Arkadaşlığın Temelleri: Çocuğun Sosyal Dünyasını Anlamak
Çocuklar için arkadaşlık, hayati bir ihtiyaçtır; tıpkı beslenme ve barınma gibi temel bir gereksinimdir. Bu ilişkiler, çocuğun sosyal ve duygusal gelişiminin merkezinde yer alır. Bir arkadaş aracılığıyla çocuk, paylaşmayı, sıra beklemeyi, işbirliği yapmayı, çatışma çözmeyi ve en önemlisi kendini savunmayı öğrenir.4 Akran grupları, çocuğun aile dışındaki dünyayla ilk ciddi temasını kurduğu, kendini ve başkalarını tanıdığı, farklılıklara hoşgörü göstermeyi öğrendiği bir ayna görevi görür.5 Bir gruba kabul edilmek, çocuğun aidiyet duygusunu pekiştirir ve özgüvenini artırır.3 Ancak ebeveynlerin sıkça gözden kaçırdığı nokta, arkadaşlık kavramının çocuğun yaşına ve gelişimsel evresine göre anlam ve işlev değiştirdiğidir. Okul öncesi bir çocuk için “en iyi arkadaş”, o an elindeki oyuncağı paylaşan kişiyken; bir ergen için “en iyi arkadaş”, en derin sırlarını paylaştığı sırdaşıdır. Bu gelişimsel farklılıkları anlamak, ebeveynlerin çocuklarının sosyal dünyasına dair beklentilerini gerçekçi bir zemine oturtmalarını ve onlara doğru zamanda doğru desteği sunmalarını sağlar. Ebeveynlerin, çocuklarının sosyal ilişkilerinde “sorun” olarak etiketledikleri pek çok davranışın (örneğin okul öncesi dönemdeki anlık dostluklar veya ergenlikteki aileden uzaklaşma), aslında sağlıklı gelişimin normal ve gerekli basamakları olduğunu fark etmeleri, panik ve aşırı müdahalecilik yerine anlayış ve rehberliği seçmelerine olanak tanır. Bu bölümde, arkadaşlık ilişkilerinin gelişimsel evreleri ve sağlıklı bir dostluğun evrensel bileşenleri derinlemesine incelenerek, ebeveynlere çocuklarının sosyal haritasını okuyabilmeleri için bir pusula sunulacaktır.
Gelişim Evrelerine Göre Arkadaşlık İlişkileri: Değişen Yüzler, Değişmeyen İhtiyaç
Çocuğun sosyal yolculuğu, her yaş döneminde farklı manzaralar ve zorluklar sunar. Bir ebeveyn olarak bu yolculuğun her durağındaki dinamikleri bilmek, çocuğunuza en iyi şekilde rehberlik etmenizin anahtarıdır. Arkadaşlık ilişkileri, statik bir yapı değil, çocuğun bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimiyle birlikte sürekli evrilen dinamik bir süreçtir.
Okul Öncesi Dönem (2-6 Yaş): Oyun Merkezli ve Anlık Dostluklar
Bu yaş döneminde çocukta arkadaş seçimi, neredeyse tamamen oyun üzerine kuruludur. Bir çocuk için arkadaş, birlikte keyifli vakit geçirdiği, oyun oynadığı kişidir.3 İlişkiler son derece anlık ve geçicidir; oyun bittiğinde
arkadaşlık da bitebilir. Bu durum, bir sadakatsizlik veya sosyal beceri eksikliği olarak değil, dönemin gelişimsel bir özelliği olarak görülmelidir. Çocuklar bu evrede oldukça benmerkezcidir (egosantrik) ve dünyayı kendi perspektiflerinden görürler.1 Bu nedenle ilişkiler, karşılıklı anlayıştan çok, kendi zevk ve eğlencelerini ön planda tuttukları bir yapıdadır.6 Paylaşma, sıra bekleme, uzlaşma gibi sosyal beceriler henüz yeni yeni filizlenmektedir ve bu becerilerin eksikliği sık sık çatışmalara yol açabilir. Bu çatışmalar, çocuğun sosyal kuralları öğrendiği değerli deneyimlerdir.
Bu dönemin en dikkat çekici ve ebeveynleri bazen endişelendiren özelliklerinden biri de hayali arkadaşlardır. Yapılan araştırmalar, hayali arkadaşların bir patoloji belirtisi olmadığını, tam aksine gelişmiş hayal gücünün, yaratıcılığın ve çocuğun karmaşık duygusal dünyasıyla başa çıkma mekanizmasının sağlıklı bir göstergesi olduğunu ortaya koymaktadır.1 Özellikle tek çocuklarda veya eve yeni bir kardeşin gelmesi, taşınma, boşanma gibi stresli yaşam olaylarının ardından daha sık görülen hayali arkadaşlar 8, çocuğun kontrol edebildiği bir sosyal dünya yaratmasına olanak tanır. Çocuk, bu hayali
arkadaş üzerinde tam bir egemenlik kurarak 1 sosyal rolleri, empatiyi ve duygu yönetimini güvenli bir alanda prova eder. Bu nedenle ebeveynler, çocuğun hayali arkadaşını yok saymak veya onunla alay etmek yerine, bu durumu çocuğun iç dünyasını anlamak için bir fırsat olarak görmelidir. Genellikle 6-7 yaş civarında, çocuk gerçek dünyadaki sosyal ilişkilerini geliştirdikçe hayali arkadaşlar kendiliğinden kaybolur.8
Okul Çağı (7-11 Yaş): Kurallar, İş Birliği ve Ait Olma İhtiyacı
Okul hayatının başlamasıyla birlikte çocuğun sosyal dünyası dramatik bir şekilde genişler ve arkadaşlık kavramı yeni bir boyut kazanır. Artık arkadaşlık, sadece birlikte oyun oynamaktan ibaret değildir; güven, sadakat, karşılıklı destek gibi daha soyut kavramlar önem kazanmaya başlar. Çocuklar, sırlarını paylaşabilecekleri, zor zamanlarında yanlarında olacak arkadaşlar ararlar. Bu dönemde grup dinamikleri ve bir gruba ait olma ihtiyacı ön plana çıkar. Çocuklar, bir akran grubuna kabul edilmek için yoğun çaba gösterir, grup normlarını ve kurallarını öğrenirler.3 Bu süreç, sosyal hiyerarşilerin, “popülerlik” kavramının ve ne yazık ki dışlanmanın da ilk kez deneyimlendiği bir dönemdir.
Bu yaşlarda cinsiyetler arası ayrışma net bir şekilde gözlemlenir. Kızlar genellikle kızlarla, erkekler ise erkeklerle oynamayı ve daha yakın ilişkiler kurmayı tercih ederler.6 Bu, cinsel kimlik gelişiminin ve sosyal rollerin öğrenilmesinin doğal bir parçasıdır. Arkadaşlıklar daha istikrarlı hale gelse de, bu dönem çatışmaların da yoğun yaşandığı bir evredir. Kıskançlık, anlaşmazlıklar ve dışlanma gibi acı verici deneyimler, çocuğun sosyal dayanıklılığını, problem çözme becerilerini ve empati yeteneğini geliştiren önemli öğrenme fırsatlarıdır.11 Ebeveynin bu noktadaki rolü, çocuğun yaşadığı her sorunu onun adına çözmek değil, ona bu zorlu duygularla başa çıkması ve kendi çözümlerini bulması için rehberlik etmektir.
Ergenlik Dönemi (12-18 Yaş): Kimlik Arayışı ve Derinleşen Sırdaşlık
Ergenlik, fırtınalı bir kimlik arayışı dönemidir. Ünlü psikanalist Erik Erikson’un Psikososyal Gelişim Kuramı’na göre bu evre, “Kimlik Kazanmaya Karşı Rol Karmaşası” olarak adlandırılır.12 Ergen, “Ben kimim?”, “Nereye aitim?”, “Hayattan ne istiyorum?” gibi varoluşsal sorulara yanıt ararken, ailesinden psikolojik olarak ayrışmaya ve bağımsızlaşmaya başlar.6 Bu süreçte, ailenin yerini alan birincil referans noktası
akran grupları olur.16 Artık ergeni en iyi anlayan, onun duygularını ve düşüncelerini en iyi paylaşan kişiler ailesi değil, arkadaşlarıdır.17 Bu nedenle, ebeveynlerin ergenin arkadaşlarına yönelik eleştirileri veya yasaklayıcı tutumları, genellikle şiddetli tepkilerle karşılanır ve ebeveyn-çocuk arasındaki iletişim kanallarını kapatabilir.17
Bu dönemde arkadaşlık ilişkileri, hem nicelik hem de nitelik olarak değişir. İlişkiler derinleşir; sırdaşlık, mahremiyet ve koşulsuz duygusal destek en önemli beklentiler haline gelir. Ergen, arkadaşıyla adeta bir “ruhsal ikizlik” yaşar; onun sevinci kendi sevinci, onun acısı kendi acısı olur.18 Karşı cinse olan ilgi artar ve genellikle karma cinsiyetten oluşan gruplar ortaya çıkar.17 Flört ilişkileri, gencin sosyal becerilerini geliştirmesine ve kimliğini keşfetmesine yardımcı olurken, aynı zamanda riskli davranışlar için de bir zemin oluşturabilir.20 Bu dönemde bir
arkadaş grubuna ait olmamak veya arkadaşlar tarafından dışlanmak, ergen için “vatansız kalmak” gibi yoğun bir yalnızlık ve değersizlik hissine yol açabilir.18 Bu nedenle, sağlıklı
arkadaşlık kurmak ve sürdürmek, ergenin ruh sağlığının en önemli göstergelerinden biridir.17
Tablo 1: Gelişim Dönemlerine Göre Arkadaşlık Özellikleri ve Ebeveyn Rehberi
Yaş Aralığı (Gelişim Dönemi) | Arkadaşlık Anlayışı (Çocuk İçin Anlamı) | Tipik Sosyal Davranışlar ve Zorluklar | Ebeveynin Destekleyici Rolü (Ne Yapmalı / Ne Yapmamalı) | |
Okul Öncesi (2-6 Yaş) | Oyun Partneri: Birlikte keyif alınan anlık bir beraberlik. | – Benmerkezcilik, paylaşmada zorluk. – Anlık çatışmalar ve hızlı barışmalar. – Hayali arkadaşların varlığı.7 | Yapmalı: Oyun buluşmaları organize edin. Paylaşma, sıra bekleme gibi temel becerileri oyunla öğretin. Hayali arkadaşını tanımaya çalışın. Yapmamalı: “Vefalı” olmasını beklemeyin. Her kavgasını çözmeye çalışmayın. Hayali arkadaşını yok saymayın veya eleştirmeyin. | |
Okul Çağı (7-11 Yaş) | İş Birlikçisi ve Müttefik: Güven, kurallar ve ortak aktivitelere dayalı ilişki. | – Grup oyunları, klikleşme, “en iyi arkadaş” kavramı. – Cinsiyete dayalı gruplaşmalar.6 | – Rekabet, kıskançlık ve dışlanma deneyimleri. | Yapmalı: İlgi alanlarına yönelik kulüplere (spor, sanat) yönlendirin. Çatışma çözme becerileri üzerine konuşun. Duygularını (kıskançlık, hayal kırıklığı) isimlendirmesine yardım edin. Yapmamalı: Arkadaşlarını popülerliğe göre yargılamayın. Çocuğu istemediği sosyal ortamlara zorlamayın. |
Ergenlik (12-18 Yaş) | Sırdaş ve Kimlik Aynası: Mahremiyet, duygusal destek ve kimlik onayına dayalı derin bağ. | – Aileden uzaklaşıp akranlara yönelme.4 | – Yoğun sırdaşlık, gruba ait olma arzusu. – Akran baskısı ve riskli davranışlara açıklık. – Karşı cinsle ilişkiler ve flört. | Yapmalı: İletişim kanallarını açık tutun, yargılamadan dinleyin. Mahremiyetine saygı gösterin. Arkadaşlarını tanımaya çalışın, evinize davet edin. Sınırları net ama esnek bir şekilde belirleyin. Yapmamalı: Arkadaşlarını kötülemeyin veya görüşmesini yasaklamayın.21 “Arkadaşı gibi” olmaya çalışmayın, ebeveyn rolünüzü koruyun.22 |
Sağlıklı Arkadaşlığın Evrensel Bileşenleri
Yaş ve gelişim dönemi ne olursa olsun, tüm sağlıklı arkadaşlık ilişkilerinin üzerine inşa edildiği evrensel ve zamansız temel taşları vardır. Bu bileşenleri anlamak ve çocuğa küçük yaşlardan itibaren kazandırmak, onun sadece iyi arkadaşlar bulmasını değil, aynı zamanda kendisinin de iyi bir arkadaş olmasını sağlar. Ebeveynlerin bu değerleri öncelikle kendi sosyal ilişkilerinde modellemesi, çocuğun bu becerileri içselleştirmesindeki en etkili yoldur.
- Güven ve Dürüstlük: Sağlam bir arkadaşlığın harcı güvendir. Bu, hem sır tutabilmeyi hem de birbirine karşı açık ve dürüst olabilmeyi içerir.23 Çocuklar, güvendikleri arkadaşlarına kendilerini daha rahat açarlar ve bu da ilişkinin derinleşmesini sağlar. Dürüstlük, zor olsa bile, uzun vadede saygıyı ve bağı güçlendirir.
- Karşılıklı Saygı ve Sınırlar: Her bireyin düşünceleri, duyguları ve kişisel alanı değerlidir. Sağlıklı bir arkadaşlık, bu farklılıklara ve sınırlara saygı duymayı gerektirir.24 Bir arkadaşın, diğerinin istemediği bir şeyi yapmaya zorlamaması, fikirlerine değer vermesi ve kişisel sınırlarını (fiziksel veya duygusal) aştığında durabilmesi, ilişkinin sağlığı için kritiktir.
- Empati ve Destek: Empati, kendini bir anlığına arkadaşının yerine koyabilme ve onun duygularını anlamaya çalışma becerisidir. Zor bir gün geçiren bir arkadaşı dinlemek, başarısını içtenlikle kutlamak veya ihtiyaç duyduğunda ona destek olmak, arkadaşlığın en değerli yönlerindendir.23 Bu destek, ilişkinin zor zamanlarda ayakta kalmasını sağlayan çimentodur.
- Yapıcı İletişim ve Çatışma Çözme: Hiçbir ilişki pürüzsüz değildir. Önemli olan, çatışmalar ortaya çıktığında bunları yıkıcı bir kavgaya dönüştürmek yerine, konuşarak ve uzlaşarak çözebilmektir. Birbirini suçlamadan, “ben dili” kullanarak duyguları ifade edebilmek ve ortak bir çözüm bulmaya çalışmak, arkadaşlığı zayıflatmak yerine güçlendirir.
Bu evrensel değerler, çocuğun sosyal zekasının ve duygusal olgunluğunun bir göstergesidir. Ebeveynler, çocuklarına bu becerileri kazandırarak, onların yaşam boyu sürecek, anlamlı ve destekleyici arkadaşlık ilişkileri kurmalarına yardımcı olurlar.
Bölüm 2: Akran Baskısı: Görünmez Etkiden Açık Tehdide
Ebeveynlerin çocuklarının sosyal hayatıyla ilgili en büyük endişelerinden biri, hiç şüphesiz akran baskısıdır. Bu kavram, genellikle zihinlerde sigara içen, kuralları hiçe sayan ve çocuğu olumsuz yönde etkileyen bir grup gencin resmini canlandırır. Oysa akran baskısı, çok daha karmaşık, çok katmanlı ve her zaman olumsuz olmayan bir sosyal dinamiktir. Bu bölümde, akran baskısı ve akran zorbalığı arasındaki kritik farklar netleştirilecek, baskının hem olumlu hem de olumsuz yüzleri ortaya konulacak ve özellikle ergenlik döneminde gençlerin bu etkiye neden bu kadar açık oldukları nörobilimsel bir perspektifle açıklanacaktır. Bu kavramsal netlik, ebeveynlerin korku ve panikle hareket etmek yerine, durumu doğru analiz edip etkili tedbirler almalarını sağlayacaktır. Bir çocuğun sosyal çevresinden etkilenmesi kaçınılmaz bir gerçektir; önemli olan bu etkinin yönünü ve şiddetini anlamak ve çocuğu bu dinamikler içinde sağlıklı bir şekilde yol alması için donatmaktır. Bu süreçte, çocukta arkadaş seçimi kadar, çocuğun içsel dayanıklılığını artırmak da kilit bir rol oynar.
Kavramları Netleştirelim: Akran Baskısı ve Akran Zorbalığı Arasındaki Fark Nedir?
Sosyal ilişkilerde yaşanan her olumsuzluk aynı değildir. Ebeveynlerin, çocuklarının yaşadığı durumu doğru bir şekilde adlandırabilmesi, verecekleri tepkinin niteliğini ve etkinliğini belirler. Akran baskısı ve akran zorbalığı sıkça birbirinin yerine kullanılsa da, aralarında temel ve önemli farklar bulunur.
Akran Baskısı (Peer Pressure): Bu kavram, bir bireyin düşüncelerinin, değerlerinin veya davranışlarının, bir gruba ait olma, onlar tarafından kabul görme veya dışlanmama arzusuyla, kendi yaş grubundan (akranlarından) etkilenmesi sürecini ifade eder.26 Bu etki her zaman doğrudan veya kötü niyetli bir zorlama şeklinde olmak zorunda değildir. Çoğu zaman, bir grubun yazılı olmayan kurallarına uyum sağlama şeklinde, dolaylı ve hatta bilinçdışı bir süreç olarak işler.27 Örneğin, bir grubun tüm üyelerinin belirli bir marka ayakkabı giymesi, diğer üyeler üzerinde o ayakkabıyı alma yönünde bir baskı yaratabilir. Buradaki temel motivasyon “uyum sağlama” ve “ait olma” arzusudur.
Akran Zorbalığı (Bullying): Zorbalık ise çok daha ciddi ve zarar verici bir eylemdir. Temelinde kasıtlı olarak zarar verme niyeti, taraflar arasında bir güç dengesizliği ve bu davranışın tekrarlayıcı olması yatar.28 Zorbalıkta, güçlü olan (fiziksel, sosyal veya psikolojik olarak) kendisinden daha güçsüz olanı hedef alır. Amaç uyum sağlamak değil, kontrol kurmak, aşağılamak ve zarar vermektir. Zorbalık, asla masum bir şaka veya basit bir anlaşmazlık değildir; hedef alınan çocuk üzerinde derin psikolojik yaralar bırakabilen sistematik bir saldırıdır.
Bu iki kavram arasındaki temel farkları anlamak, müdahale stratejisini belirler. Akran baskısı durumunda çocuğa “hayır” deme, özgüven ve eleştirel düşünme becerileri kazandırmak öncelikliyken; akran zorbalığı durumunda ise çocuğun güvenliğini sağlamak, durumu derhal yetkililere (okul yönetimi, öğretmenler) bildirmek ve zorbalığı durdurmak için kararlı adımlar atmak gerekir.
Zorbalık, farklı şekillerde ortaya çıkabilir ve her bir türü, çocuğun ruh sağlığı üzerinde farklı etkiler bırakır:
- Fiziksel Zorbalık: En görünür olanıdır. Vurma, itme, çelme takma, eşyalarına zarar verme gibi eylemleri içerir.28 Erkek çocuklar arasında daha yaygın olarak görülür.31
- Sözel Zorbalık: Lakap takma, alay etme, hakaret, aşağılayıcı sözler söyleme ve tehdit etme gibi davranışları kapsar.28 Hem kız hem de erkek öğrenciler arasında benzer oranlarda görülür.31
- İlişkisel (Sosyal/Duygusal) Zorbalık: En sinsi ve tespiti en zor olan türdür. Kişinin sosyal ilişkilerini hedef alır. Hakkında dedikodu yayma, gruptan dışlama, görmezden gelme, sırlarını ifşa etme gibi davranışları içerir.28 Bu tür zorbalık, özellikle kız öğrenciler arasında daha sık görülmektedir.31
- Siber Zorbalık: Teknolojinin yaygınlaşmasıyla birlikte ortaya çıkan modern bir zorbalık türüdür. Sosyal medya, mesajlaşma uygulamaları veya oyun platformları üzerinden yapılan her türlü taciz, iftira, tehdit, aşağılama veya utandırıcı içerik paylaşımını kapsar.34 Siber zorbalığın en tehlikeli yönü, 7/24 devam edebilmesi, mağdurun en güvenli hissetmesi gereken yer olan evine kadar sızabilmesi ve paylaşılan içeriğin kontrolsüz bir şekilde yayılıp kalıcı dijital izler bırakmasıdır.37
Tablo 2: Olumsuz Akran Baskısı ve Zorbalık: Tanıma ve Müdahale Stratejileri
Tür | Tanım ve Ayırt Edici Özellikler | Örnek Davranışlar | Çocuktaki Olası Belirtiler | Ebeveyn İçin İlk Adımlar ve Stratejiler | |||
Olumsuz Akran Baskısı | Gruba uyum sağlama ve kabul görme arzusuyla, çocuğun kendi değerlerine aykırı davranışlara yönelmesi. Güç dengesi eşittir. Amaç zarar vermek değil, uyumdur. | – Arkadaşları yapıyor diye sigara/alkol denemek. – Dersleri asmak. – Belirli bir giyim tarzını benimsemek. – Riskli veya tehlikeli aktivitelere katılmak. | – Gizlilik artışı, aileden uzaklaşma. – Giyim tarzında, müzik zevkinde ani değişiklikler. – Daha önce önemsemediği konularda (popülerlik vb.) endişelenme. – Okul başarısında düşüş. | – Rehberlik Edin: Çocuğa “hayır” deme becerisi kazandırın. Özgüvenini destekleyin. Kararlarının sonuçları üzerine konuşun. – İletişimi Sürdürün: Yargılamadan dinleyin. Endişelerinizi “ben dili” ile ifade edin. – Pozitif Alternatifler Sunun: Çocuğu olumlu akran gruplarının olduğu hobi ve spor aktivitelerine yönlendirin. | |||
Akran Zorbalığı | Güçlü olanın, güçsüz olana kasıtlı, sistematik ve tekrarlayan şekilde zarar vermesi. Güç dengesizliği vardır. Amaç kontrol ve zarar vermektir. | – Fiziksel: Vurma, itme, eşyalarını alma. – Sözel: Sürekli alay etme, hakaret, tehdit. – İlişkisel: Gruptan dışlama, dedikodu yayma. – Siber: İnternette aşağılama, sahte hesap açma. | – Okula gitmek istememe, okul reddi.39 | – Açıklanamayan morluklar, yırtık kıyafetler. – Ani ruh hali değişimleri, içe kapanma, depresyon. – Uyku ve iştah sorunları, psikosomatik ağrılar (karın, baş ağrısı).40 | – Acil Güvenlik Sağlayın: Çocuğunuza inanın ve onu suçlamayın. Yanında olduğunuzu hissettirin. – Kanıt Toplayın: Mesajların, e-postaların ekran görüntülerini alın.35 | – Okulla İletişime Geçin: Durumu derhal okul yönetimine ve rehberlik servisine bildirin. Sürecin takipçisi olun.37 | – Profesyonel Destek Alın: Çocuğun yaşadığı travmayı atlatması için bir uzmandan (psikolog/psikiyatrist) destek alın. |
Madalyonun İki Yüzü: Olumlu ve Olumsuz Akran Baskısı
Akran baskısı denildiğinde zihnimizde canlanan olumsuz tablo, madalyonun sadece bir yüzüdür. Akranların birbirleri üzerindeki etkisi, her zaman yıkıcı olmak zorunda değildir; tam aksine, doğru koşullar altında son derece yapıcı ve geliştirici olabilir. Ebeveynlerin bu iki yönlü dinamiği anlaması, çocuklarını olumsuz etkilerden korurken, olumlu etkilerden en üst düzeyde faydalanmaları için stratejiler geliştirmelerine yardımcı olur.
Olumsuz Akran Baskısı: Bu, toplumda en çok bilinen ve endişe duyulan türdür. Genellikle bir gencin, ait olduğu grup tarafından dışlanmamak veya alay konusu olmamak için kendi değer yargılarıyla ve istekleriyle çelişen davranışlarda bulunmasıdır.42 Bu baskı sonucunda gençler, sigara veya alkol gibi zararlı alışkanlıklar edinebilir, akademik sorumluluklarını ihmal edebilir, tehlikeli veya yasa dışı faaliyetlere karışabilirler.42 Bu tür bir baskının temelinde yatan psikolojik dinamik, bireyin kimlik duygusunun zayıf olması ve kendi değerini grubun onayı üzerinden tanımlamasıdır.
Çocukta arkadaş seçimi bu noktada kritik bir önem kazanır; çünkü olumsuz normlara sahip bir gruba dahil olmak, genci bu tür baskılara karşı daha savunmasız bırakır.
Olumlu Akran Baskısı: Bu, akran etkisinin genellikle göz ardı edilen ancak bir o kadar da güçlü olan yapıcı yüzüdür. Olumlu akran baskısı, bir gencin arkadaşlarının olumlu davranışlarından, alışkanlıklarından ve hedeflerinden etkilenerek kendi potansiyelini gerçekleştirmesi sürecidir.42 Bu, çocuğun gelişimini destekleyen sessiz bir güçtür. Olumlu akran baskısına verilebilecek somut örnekler oldukça çeşitlidir:
- Akademik Motivasyon: Derslerinde başarılı, çalışkan ve hedefleri olan bir arkadaş grubuna dahil olan bir genç, kendisi de derslerine daha fazla önem vermeye, düzenli çalışmaya ve akademik hedefler belirlemeye motive olabilir.42 Grup içinde yapılan ortak ders çalışmaları, bu etkinin en somut örneklerindendir.
- Sağlıklı Yaşam Tarzı: Spor yapan, sağlıklı beslenen bir arkadaş çevresi, genci de fiziksel aktivitelere yönlendirebilir ve sağlıksız alışkanlıklardan uzak tutabilir.
- Sosyal Sorumluluk ve Empati: Gönüllülük faaliyetlerine katılan, toplumsal sorunlara duyarlı bir grupta yer almak, gencin empati becerilerini ve sosyal sorumluluk bilincini artırabilir.27
- Karakter Gelişimi: Dürüstlük, saygı, çalışkanlık ve nezaket gibi erdemleri benimsemiş bir arkadaş çevresi, gencin de bu değerleri içselleştirmesine yardımcı olur.27
Ebeveynin rolü, çocuğu her türlü akran etkisinden soyutlamak değil, onu olumlu akran baskısının faydalarını deneyimleyebileceği ortamlara (örneğin ilgi alanlarına uygun kulüpler, spor takımları, sanat atölyeleri) yönlendirmek ve olumsuz baskıya karşı direnebilecek içsel gücü (özgüven, “hayır” diyebilme becerisi) kazandırmaktır.
Ergen Beyni ve Risk Alma Davranışı: Nörobilimsel Bir Bakış
Ergenlik döneminde gençlerin neden daha fevri davrandığını, sonuçlarını düşünmeden risk aldığını ve arkadaşlarının düşüncelerine neden bu kadar önem verdiğini anlamak için, bu davranışları sadece bir “karakter zayıflığı” veya “isyan” olarak görmek yerine, beyinlerinde gerçekleşen olağanüstü gelişimsel sürece bakmak gerekir. Nörobilim çalışmaları, ergen beyninin bir yetişkin beyninin küçültülmüş bir versiyonu olmadığını, kendine özgü bir yapılanma ve gelişim sürecinde olduğunu göstermektedir.44 Bu süreç, ergenlerin
akran baskısına karşı neden bu kadar hassas olduğunu bilimsel olarak açıklar.
Ergen beynindeki bu durum, iki önemli bölgenin farklı hızlarda olgunlaşmasından kaynaklanır:
- Limbik Sistem (Duygu ve Ödül Merkezi): Beynin derinliklerinde yer alan bu sistem; amigdala, hipokampus gibi yapıları içerir ve temel duygulardan (korku, öfke, zevk), motivasyondan ve ödül arayışından sorumludur.46 Ergenlik döneminde, hormonal değişikliklerin de etkisiyle limbik sistem adeta “tam gaz” çalışır. Heyecan arayışı, anlık haz ve sosyal ödüller (arkadaşlar tarafından beğenilme, kabul görme) bu sistem için son derece güçlü uyaranlardır. Bu sistem, ergen beyninin “gaz pedalı” olarak düşünülebilir.
- Prefrontal Korteks (PFC – Mantık ve Karar Verme Merkezi): Beynin alın bölgesinin hemen arkasında yer alan bu bölüm, beynin “CEO’su” veya “kaptanı” olarak kabul edilir. Uzun vadeli planlama, dürtü kontrolü, sonuçları öngörme, empati kurma ve rasyonel karar verme gibi üst düzey yönetici işlevlerden sorumludur.48 Ancak prefrontal korteksin gelişimi ve diğer beyin bölgeleriyle olan bağlantılarının tam olarak olgunlaşması, 20’li yaşların ortalarına kadar devam eder.49 Bu sistem, ergen beyninin “fren pedalı”dır.
Gelişimsel Dengesizlik: Ergenlikteki temel nörolojik dinamik, bu iki sistem arasındaki gelişimsel bir dengesizliktir. “Gaz pedalı” olan limbik sistem son derece hassas ve aktifken, “fren pedalı” olan prefrontal korteks hala inşaat halindedir.49 Bu durum, ergenin;
- Duygusal ve Dürtüsel Olmasına: Kararlarını mantıktan çok duygularıyla almasına,
- Risk Almaya Daha Yatkın Olmasına: Davranışlarının uzun vadeli olumsuz sonuçlarını tam olarak değerlendirememesine,
- Akran Etkisine Aşırı Duyarlı Olmasına: Akranlarından gelecek sosyal onayın (beğenilme, kabul görme) yarattığı anlık ödülün, potansiyel risklerden daha cazip gelmesine neden olur.
Bu nörobilimsel gerçeklik, ergenlerin davranışlarına daha empatik bir bakış açısı sunar. Bir ergen, arkadaşlarının yanında tehlikeli bir şey yaptığında, bu onun “kötü” bir çocuk olduğu anlamına gelmeyebilir. Bu, beyninin ödül merkezinin, henüz tam olarak gelişmemiş olan kontrol merkezine baskın geldiği anlamına gelir. Bu bilgiyi benimseyen ebeveynler, cezalandırıcı ve suçlayıcı bir tutum yerine, çocuklarının henüz gelişmekte olan prefrontal korteksine “harici bir destek” sağlayarak onlara rehberlik edebilirler. Onlarla potansiyel riskler hakkında konuşmak, karar verme süreçlerinde onlara yardımcı olmak ve duygularını yönetmeleri için stratejiler öğretmek, bu gelişimsel dönemde atılabilecek en yapıcı adımlardır.
Bölüm 3: Çocukta arkadaş seçimi ve akran baskısına karşı tedbirler
Ebeveynlerin çocuklarının sosyal hayatına dair en temel hedeflerinden biri, onları olumsuz etkilerden korumak ve sağlıklı ilişkiler kurmalarını sağlamaktır. Bu hedefe ulaşmanın yolu, çocuğu bir cam fanus içinde dış dünyadan yalıtmak değil, ona her türlü sosyal ortamda kendi ayakları üzerinde durmasını sağlayacak psikolojik donanımı ve pratik becerileri kazandırmaktır. Bu bölüm, çocukta arkadaş seçimi sürecine sağlıklı bir şekilde rehberlik etmeyi ve çocuğu akran baskısına karşı daha dayanıklı kılmayı amaçlayan somut ve eyleme dönük stratejileri ele almaktadır. Bu stratejiler, reaktif (sorun ortaya çıktığında müdahale eden) bir yaklaşımdan ziyade, proaktif (sorun ortaya çıkmadan önce çocuğu güçlendiren) bir ebeveynlik felsefesine dayanır. Unutulmamalıdır ki, akran baskısına karşı en etkili tedbirler, baskının geldiği “an”da değil, çocuğun karakterinin ve beceri setinin inşa edildiği ilk yıllardan itibaren atılan adımlardır. Bu adımlar; özgüven inşası, “hayır” diyebilme cesareti ve problem çözme yeteneği olmak üzere üç temel sütun üzerinde yükselir.
Çocuğun Psikolojik Zırhını Güçlendirmek: Özgüven ve Öz-saygı İnşası
Özgüven, bir çocuğun olumsuz akran baskısına karşı en güçlü psikolojik zırhıdır. Kendine güvenen ve kendi değerinin farkında olan bir çocuk, başkalarının onayına daha az ihtiyaç duyar ve kendi doğrularının arkasında daha sağlam durabilir.26 Araştırmalar, aileden yeterli destek alan ve
özgüveni yüksek olan çocukların, akran baskısından daha az etkilendiğini göstermektedir.26
Özgüven ve öz-saygı inşası, bir gecede gerçekleşen bir mucize değil, ebeveynlerin günlük etkileşimlerinde sabırla ve tutarlılıkla yürüttükleri uzun soluklu bir süreçtir.
- Sonuca Değil, Çabaya Odaklı Takdir: Ebeveynlerin en sık yaptığı hatalardan biri, sadece sonucu övmektir. “Aferin, sınavdan 100 aldın” demek yerine, “Bu sınav için ne kadar çok çalıştığını, emek verdiğini gördüm ve gösterdiğin bu çabayla gurur duyuyorum” gibi bir ifade, çocuğun değerini başarısına değil, harcadığı emeğe bağlamasını sağlar.53 Bu yaklaşım, çocuğun başarısızlık korkusunu azaltır ve onu zorluklar karşısında daha dirençli kılar. Hata yapmanın öğrenme sürecinin doğal bir parçası olduğunu anlayan çocuk, risk almaktan ve yeni şeyler denemekten çekinmez.
- Yaşına Uygun Sorumluluklar Vermek: Çocuğa yaşına ve gelişim düzeyine uygun sorumluluklar vermek, onun “Ben yetenekliyim, yapabilirim ve bir katkı sağlayabilirim” hissini pekiştirir.53 Kendi yatağını toplamak, oyuncaklarını kaldırmak, evcil hayvanın mamasını vermek veya sofra kurulmasına yardım etmek gibi basit görevler, çocuğun bağımsızlık ve yeterlilik duygusunu geliştirir. Kendi başına başardığı her görev,
özgüven tuğlalarına bir yenisini ekler. - Hataları Öğrenme Fırsatına Dönüştürmek: Hiç kimse mükemmel değildir ve çocuklar hata yaparak öğrenirler. Bir çocuk hata yaptığında (örneğin bir bardağı kırdığında veya bir soruyu yanlış cevapladığında) onu eleştirmek, utandırmak veya cezalandırmak yerine, durumu bir öğrenme fırsatı olarak görmek kritik öneme sahiptir.53 “Bu durumdan ne öğrendik?”, “Bir dahaki sefere bardağı daha dikkatli tutmak için ne yapabiliriz?” gibi yapıcı sorular, çocuğun problem çözme becerilerini geliştirir ve hataları bir felaket değil, gelişimin doğal bir parçası olarak görmesini sağlar.
- Yetenek ve İlgi Alanlarını Keşfetmesine Yardımcı Olmak: Her çocuğun parladığı bir alan vardır. Ebeveynin görevi, bu alanı keşfetmesi için çocuğa fırsatlar sunmaktır. Çocuğu spor, sanat, müzik, bilim veya teknoloji gibi çeşitli aktivitelere yönlendirmek, onun tutku duyduğu ve başarılı olduğu bir alan bulmasına yardımcı olur.53 Bir alanda yetkinlik kazanmak ve başarı duygusunu tatmak, çocuğun genel
özgüvenini önemli ölçüde artırır. Ayrıca, bu tür yapılandırılmış ortamlar (kurslar, kulüpler, takımlar), çocuğun benzer ilgi alanlarına sahip, pozitif normları olan akranlarıyla tanışması için de mükemmel fırsatlar sunar.2 Bu, sağlıklı
çocukta arkadaş seçimi için doğal bir zemin oluşturur.
En Güçlü Kalkan: “Hayır” Diyebilme Becerisi Kazandırmak
Olumsuz akran baskısına karşı koyabilmenin en temel ve en güçlü aracı, net ve kararlı bir şekilde “hayır” diyebilme becerisidir.57 Bu beceri, sadece çocuğu riskli davranışlardan korumakla kalmaz, aynı zamanda onun kişisel sınırlarını tanımasını, kendi istek ve ihtiyaçlarına sahip çıkmasını ve bireyselliğini korumasını sağlar. “Hayır” diyebilen bir çocuk, başkalarını memnun etmek için kendi benliğinden ödün vermeyi reddeden, kendine saygılı bir birey olma yolunda önemli bir adım atmış demektir. Bu kritik beceri, çocukluktan itibaren ebeveynler tarafından bilinçli bir şekilde öğretilmeli ve desteklenmelidir.59
- Sınırların Önemini ve Hakkını Öğretmek: İşe, çocuğa herkesin kişisel sınırları olduğu ve bu sınırlara saygı duyulması gerektiği fikrini aşılayarak başlanmalıdır. “Hayır” demenin kabalık, bencillik veya arkadaşını kırmak anlamına gelmediğini; tam aksine, kendi güvenliğini, rahatını ve değerlerini korumak için sahip olduğu temel bir hak olduğunu anlatmak gerekir.60 “Diğer insanların sorma, senin de reddetme hakkın var” 62 ilkesi, bu konudaki temel felsefe olmalıdır.
- “Bedenin Sana Aittir” Mesajını Pekiştirmek: Özellikle küçük yaşlardan itibaren, çocuğa bedeninin dokunulmazlığı öğretilmelidir. Bedeninin sadece kendisine ait olduğunu ve istemediği hiçbir fiziksel temasa (akrabaların zorla sarılması, öpmesi veya bir arkadaşının itmesi gibi) katlanmak zorunda olmadığını bilmelidir. “Sarılmak istemiyorsan, sarılmak zorunda değilsin” veya “Bana bu şekilde dokunman hoşuma gitmiyor” gibi ifadeleri kullanma hakkına sahip olduğunu ve bu isteğine saygı duyulacağını görmelidir.61 Bu temel, ileride karşılaşabileceği daha ciddi fiziksel baskı ve istismar girişimlerine karşı en önemli koruyucu kalkandır.
- “Hayır” Deme Senaryoları ve Rol Yapma Egzersizleri: Soyut nasihatler yerine, somut senaryolar üzerinden pratik yapmak çok daha etkilidir. Çocuğunuzla birlikte, olası akran baskısı durumlarını canlandıran rol yapma oyunları oynayın.27 Örneğin:
- Senaryo 1 (Riskli Teklif): “Bir arkadaşın sana sigara içmeyi teklif ediyor. Ne dersin?”
- Senaryo 2 (İstenmeyen Davranış): “Oyun oynarken bir arkadaşın sürekli seni itiyor ve bu hoşuna gitmiyor. Ne yaparsın?”
- Senaryo 3 (Dışlama Tehdidi): “Arkadaşların, sevmediğin birine kötü bir şaka yapmazsan seni oyuna almayacaklarını söylüyorlar. Tepkin ne olur?”
Bu senaryolar sırasında çocuğa farklı “hayır” deme stratejileri öğretilebilir:
- Basit ve Net Reddetme: “Hayır, teşekkür ederim. Ben sigara içmiyorum.”
- Duyguyu ve Sebebi Belirtme: “Beni itmeyi bırak lütfen, bu canımı acıtıyor ve hoşuma gitmiyor.” 61 veya “Bu şakayı yapmak istemiyorum çünkü bu hem yanlış hem de arkadaşımı üzer. Kendimi kötü hissederim.”.63
- Alternatif Sunma: “Hayır, o oyunu oynamak istemiyorum ama istersen birlikte top oynayabiliriz.”.63 Bu, hem sınırı korur hem de ilişkiyi sürdürme niyetini gösterir.
- Bozuk Plak Tekniği: Baskı devam ederse, aynı “hayır” cümlesini sakin ve kararlı bir şekilde tekrarlamak.
- Ortamdan Uzaklaşma: Baskı ısrarlı hale gelirse, en etkili yolun o ortamdan uzaklaşmak olduğunu öğretmek.
Bu pratikler, çocuğun gerçek bir durumla karşılaştığında paniklemek yerine, ne söyleyeceğini ve nasıl davranacağını bilmesini sağlar, bu da onun kendine olan güvenini artırır.
Problem Çözme ve Çatışma Yönetimi Becerileri Kazandırma
Arkadaşlık ilişkileri, doğası gereği inişler ve çıkışlar içerir. Anlaşmazlıklar, kıskançlıklar ve çatışmalar bu sürecin kaçınılmaz bir parçasıdır. Önemli olan, çocuğun bu çatışmalardan kaçınması değil, onları yapıcı ve sağlıklı bir şekilde yönetmeyi öğrenmesidir. Problem çözme becerisi gelişmiş bir çocuk, sosyal ilişkilerinde daha yetkin, daha az kaygılı ve daha başarılı olur. Ebeveynlerin bu konudaki rolü, bir hakem gibi davranıp kimin haklı kimin haksız olduğuna karar vermek değil, çocuğa kendi sorunlarını çözebilmesi için gerekli araçları sunan bir antrenör olmaktır.
- Çocuğun Adına Sorunları Çözmekten Kaçının: Çocuğunuz bir arkadaş sorunuyla size geldiğinde, ilk içgüdünüz onu korumak ve sorunu onun adına çözmek olabilir. Ancak bu, uzun vadede ona zarar verir. Onun problem çözme yeteneğini küçümsemiş ve kendi başına sorunlarla başa çıkamayacağı mesajını vermiş olursunuz.4 Büyük bir tehlike veya zorbalık durumu söz konusu değilse, dizginleri hemen elinize almayın. Bunun yerine, onu dinleyin, duygularını onaylayın ve çözüm bulma sürecinde ona rehberlik edin.
- Sistematik Problem Çözme Adımlarını Öğretin: Çocuklara, bir sorunla karşılaştıklarında paniklemek yerine durumu analiz etmelerini sağlayacak bilişsel bir çerçeve sunulabilir. Bu adımlar, çocuğun durumu daha rasyonel bir şekilde ele almasına yardımcı olur 64:
- Problemi Tanımla (“Problem Tam Olarak Ne?”): Çocuğa, durumu duygusal tepkilerden arındırarak objektif bir şekilde tanımlaması için yardım edin. “Ali çok kötü biri!” yerine, “Ali, teneffüste topu benimle paylaşmak istemedi ve bu beni çok üzdü.”
- Alternatif Çözümler Üret (“Bu Sorunu Çözmek İçin Neler Yapabilirim?”): Çocuğu, olası tüm çözüm yolları hakkında beyin fırtınası yapmaya teşvik edin. Bu aşamada hiçbir fikir “saçma” değildir. (Örnekler: Ali ile konuşabilirim, öğretmenden yardım isteyebilirim, küsüp bir daha oynamayabilirim, başka bir topla oynayabilirim vb.)
- Çözümleri Değerlendir (“Bu Çözümlerin Sonuçları Ne Olur?”): Her bir alternatifin olası olumlu ve olumsuz sonuçlarını birlikte tartışın. “Eğer ona küsersen ne olur?”, “Eğer onunla konuşursan ne olabilir?” gibi sorularla düşünmesini sağlayın.
- En İyi Çözümü Seç ve Uygula (“Hangi Çözüm En İyisi? Nasıl Yapacağım?”): Değerlendirmenin ardından en yapıcı ve mantıklı görünen çözümü seçmesi ve bunu nasıl uygulayacağını planlaması için onu destekleyin.
- Empatiyi Geliştirin: Çatışma çözümünün temelinde, karşı tarafın duygu ve düşüncelerini anlayabilme yetisi yatar. Çocuğunuza, “Sence arkadaşın neden böyle davranmış olabilir?”, “Sen onun yerinde olsaydın ne hissederdin, ne düşünürdün?” gibi sorular sorarak, olaya sadece kendi açısından değil, arkadaşının perspektifinden de bakmasını sağlayın.66
- Onarıcı Yaklaşımı Benimseyin: Çatışmayı bir savaş gibi “kazanan” ve “kaybeden” tarafların olduğu bir durum olarak görmektense, bozulan bir ilişkiyi “onarma” süreci olarak görmeyi teşvik edin. Amaç haklı çıkmak değil, sorunu çözmek ve arkadaşlığı sürdürmektir.67 “Arkadaşının kalbini kırdığını anlıyorum. Sence bu durumu düzeltmek ve onun gönlünü almak için ne yapabilirsin?” gibi yaklaşımlar, çocuğa sorumluluk almayı ve ilişkiyi onarmayı öğretir.
Bu becerileri kazanan bir çocuk, sadece akran ilişkilerinde değil, hayatının her alanında karşılaşacağı zorluklarla daha sağlıklı ve yapıcı bir şekilde başa çıkabilen, dayanıklı bir birey haline gelir.
Bölüm 4: Ebeveynin Rolü: Kontrol Etmek Değil, Rehberlik Etmek
Bir çocuğun sosyal yetkinliği ve akran baskısı karşısındaki dayanıklılığı, büyük ölçüde ebeveyniyle kurduğu ilişkinin kalitesi ve evde gözlemlediği iletişim dinamikleri tarafından şekillendirilir. Ebeveynin rolü, çocuğun sosyal hayatını bir mikroskop altında inceleyen, her adımını kontrol eden bir denetçi olmak değil; ona yol gösteren, ihtiyaç duyduğunda sığınabileceği güvenli bir liman olan ve gerekli sosyal becerileri kazandıran bilge bir rehber olmaktır. Bu bölümde, ebeveynlerin bu rehberlik rolünü nasıl üstlenebilecekleri, sağlıklı iletişim kanallarını nasıl inşa edebilecekleri ve “o arkadaşı gözüm tutmadı” gibi kaçınılmaz ebeveyn ikilemleriyle nasıl başa çıkabilecekleri detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Unutulmamalıdır ki, bir ebeveyn çocuğunun sosyal çevresini dışarıdan kontrol etmeye çalıştıkça, içerideki, yani çocuk üzerindeki gerçek etkisini ve güvenilirliğini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalır. En etkili tedbirler, yasaklarda değil, kurulan sağlam ilişkide gizlidir.
Güvenli Liman: Sağlıklı İletişim Kanalları İnşa Etmek
Çocuğunuzla kurduğunuz güçlü, açık ve güvene dayalı bir ilişki, onu dış dünyadaki olumsuzluklara karşı koruyan en etkili kalkandır.21 Ailesiyle sağlıklı ve destekleyici bir iletişim içinde olan çocuklar, arkadaşlarının olumsuz davranışlarından daha az etkilenirler ve bir sorun yaşadıklarında bunu aileleriyle paylaşmaktan çekinmezler.20 Bu güvenli limanı inşa etmek, bilinçli bir çaba ve belirli iletişim becerilerini uygulamayı gerektirir.
- Etkin Dinleme Sanatı: Etkin dinleme, sadece sessiz kalıp duymak değil, tüm varlığınızla çocuğunuza odaklanmaktır. Çocuğunuz sizinle bir şey paylaşmak istediğinde, elinizdeki telefonu bırakın, televizyonu kapatın ve tüm dikkatinizi ona verin.69 Onunla aynı seviyeye gelmek için çömelin veya yanına oturun, göz teması kurun.69 Anlattıklarını anladığınızı ve onu takip ettiğinizi göstermek için başınızı sallamak, “hı hı”, “evet”, “sonra ne oldu?” gibi sözel ve bedensel geri bildirimlerde bulunun.72 Çocuklar, dinleniyormuş gibi yapıldığını anlarlar.73 Eğer o an gerçekten meşgulseniz, “Şu an işimi bitirmem gerekiyor ama 5 dakika sonra bütün dikkatimle seni dinleyeceğim” gibi dürüst ve net bir açıklama yapmak, onu geçiştirmekten çok daha sağlıklıdır.
- Duygu Koçluğu ve Empatik Yaklaşım: Çocuklar, özellikle de küçük olanlar, yoğun duygularını (öfke, hayal kırıklığı, utanç, korku) nasıl yöneteceklerini bilemezler. Ebeveynin görevi, bu duyguları yargılamadan veya küçümsemeden kabul etmektir.41 “Ağlanacak ne var bunda?” veya “Bu kadar sinirlenmene gerek yok” gibi ifadeler, çocuğun duygularının yanlış veya geçersiz olduğu mesajını verir ve onun duygularını bastırmasına neden olur. Bunun yerine, empatik bir yaklaşımla duygusunu yansıtmak gerekir: “Arkadaşının oyuncağını kırması seni çok üzmüş anlıyorum” veya “Sınavdan düşük not aldığın için hayal kırıklığına uğradın sanırım” gibi cümleler, çocuğun kendini anlaşılmış hissetmesini sağlar ve duygularını sağlıklı bir şekilde ifade etmesi için ona alan açar.66
- “Ben Dili”nin Gücü: İletişimde kullanılan dil, ilişkinin kalitesini doğrudan etkiler. “Sen Dili”, genellikle suçlayıcı, yargılayıcı ve eleştirel bir ton taşır (“Yine odanı toplamamışsın, ne kadar dağınıksın!”). Bu dil, çocuğu otomatik olarak savunmaya veya yalan söylemeye iter, çünkü kimse saldırıya uğramak istemez.69 “Ben Dili” ise, aynı durumu daha yapıcı bir şekilde ifade eder. Davranışın kendisini ve bu davranışın sizde yarattığı etkiyi ve duyguyu tanımlar (“Odanın dağınık olduğunu gördüğümde, evi düzenli tutmak benim için önemli olduğu için biraz üzülüyorum ve yoruluyorum. Odanı toplaman konusunda bana yardımcı olursan çok sevinirim.”). Bu yaklaşım, çocuğa saldırmak yerine bir iş birliği daveti sunar, empati kurmasını kolaylaştırır ve aradaki iletişim köprüsünü sağlamlaştırır.69
O Arkadaşı Gözüm Tutmadı: Ebeveynin İkilemi ve Çözüm Yolları
Her ebeveynin er ya da geç karşılaştığı o kaygı verici durum: Çocuğunuzun yeni arkadaşını bir nedenden ötürü sevmezsiniz. Belki davranışları, belki konuşma tarzı, belki de sadece sezgisel bir his sizi rahatsız eder. Bu noktada verilecek tepki, çocuğunuzla aranızdaki güven ilişkisinin geleceği açısından bir dönüm noktası olabilir. Aceleci ve kontrolcü bir tavır, çocuğu sizden uzaklaştırırken, sabırlı ve bilge bir yaklaşım ilişkinizi daha da güçlendirebilir.
- En Kötü Strateji: Yasaklamak ve Kötülemek: İlk ve en önemli kural, arkadaşlığı doğrudan yasaklamaktan veya çocuğu sürekli eleştirmekten kaçınmaktır. “O çocukla bir daha görüştüğünü görmeyeceğim!” gibi kesin bir yasak, neredeyse her zaman geri teper. Bu tutum, çocuğu savunmaya geçirir, size karşı dürüst olmaktan vazgeçip yalan söylemesine neden olur ve yasaklanan arkadaşı “yasak meyve” gibi daha da çekici hale getirir.5 Çocuğu, siz ve
arkadaşı arasında bir seçim yapmaya zorlamak, onu çözümü zor bir sadakat ikilemine sokar ve aranızdaki ilişkiye zarar verir.26 - Önce Aynayı Kendinize Çevirin: Tepki vermeden önce durup düşünün: “Bu arkadaştan tam olarak neden hoşlanmıyorum?”.75 Bu rahatsızlığın kaynağı, çocuğunuzun güvenliğine yönelik gerçek bir tehdit mi, yoksa sizin kendi önyargılarınız, değer yargılarınız, sosyal veya kültürel farklılıklara olan toleranssızlığınız mı?.75 Belki de çocuğunuz, sizin göremediğiniz bir ihtiyacını (örneğin, yalnızlığını gidermek, daha sosyal olmak) bu
arkadaşlık sayesinde karşılıyordur. Kendi motivasyonlarınızı dürüstçe sorgulamak, daha objektif bir değerlendirme yapmanızı sağlar. - Anlamak İçin Merakla Yaklaşın: Çocuğunuzla yargılayıcı olmayan bir merakla konuşun. “O arkadaşınla görüşmeni istemiyorum” demek yerine, “Yeni arkadaşınla tanıştığına sevindim. Onda en çok sevdiğin özellikler neler?”, “Birlikteyken en çok ne yapmaktan keyif alıyorsunuz?” gibi açık uçlu sorular sorun.75 Onun bakış açısından arkadaşlığı görmeye çalışmak, hem endişelerinizi yatıştırabilir hem de çocuğunuza onun seçimlerine saygı duyduğunuz mesajını verir.
- Endişelerinizi “Ben Dili” ile Paylaşın: Eğer arkadaşının belirli bir davranışı (örneğin küfür etmesi, derslere ilgisizliği) sizi endişelendiriyorsa, bunu suçlayıcı olmadan, kendi duygunuz üzerinden ifade edin. “Arkadaşın çok saygısız!” demek yerine, “Arkadaşının öğretmenine o şekilde cevap verdiğini duyduğumda, bu tür davranışların sana da örnek olmasından endişe ettim. Bu konuda sen ne düşünüyorsun?” gibi bir yaklaşım, konuyu bir güç savaşına dönüştürmeden, üzerine konuşulabilir bir mesele haline getirir.4
- Gözlemleyin ve Makul Sınırlar Koyun: Arkadaşlığı yasaklamak yerine, ilişkiyi daha güvenli bir çerçeveye oturtun. Arkadaşını ve hatta mümkünse ailesini tanımak için fırsatlar yaratın; onları yemeğe veya bir etkinliğe davet edin.21 Buluşmaların sizin evinizde, sizin gözetiminizde gerçekleşmesini teşvik edebilirsiniz. Eğer
arkadaşlık ilişkisinin çocuğunuz için gerçekten tehlikeli (madde kullanımı, suça teşvik, ciddi zorbalık gibi) olduğuna dair somut kanıtlarınız varsa, o zaman net ve kararlı sınırlar koymak sizin en doğal hakkınız ve sorumluluğunuzdur. Bu sınırlar, “Görüşemezsin” demek yerine, “Sadece hafta sonları ve benim gözetimimde evde görüşebilirsiniz” gibi daha yönetilebilir kurallar olabilir.75
Aile İçi Dinamiklerin Arkadaş Seçimine Etkisi: Sosyal Öğrenme Perspektifi
Bir çocuğun arkadaş seçimi, tesadüfi bir süreç değildir. Bu seçimler, çocuğun içinde büyüdüğü aile ortamının, ebeveyn tutumlarının ve evde gözlemlediği ilişki dinamiklerinin derin bir yansımasıdır. Ünlü psikolog Albert Bandura’nın Sosyal Öğrenme Kuramı’na göre, insanlar ve özellikle de çocuklar, davranışlarının büyük bir kısmını çevrelerindeki önemli kişileri, yani “modelleri” gözlemleyerek ve taklit ederek öğrenirler.76 Bu bağlamda, anne ve baba, çocuğun ilk ve en güçlü rol modelleridir.
- Aile İkliminin Rolü: Aile içindeki genel atmosfer, çocuğun dış dünyadaki ilişkilerini doğrudan şekillendirir. Kendini sevilen, değerli, dinlenen ve anlaşılan hissettiği; fikirlerine saygı duyulan demokratik bir aile ortamında büyüyen çocuklar, sosyal ilişkilerinde daha özgüvenli olma ve kendileri gibi sağlıklı bağlar kurabilen arkadaşlar seçme eğilimindedir.20 Buna karşılık, sürekli eleştirinin, baskının, ilgisizliğin veya yoğun çatışmanın hakim olduğu bir aile ortamında büyüyen bir genç, evde bulamadığı onayı, kabulü ve aidiyet duygusunu dışarıda, çoğu zaman da riskli davranış normlarına sahip akran gruplarında arayabilir.20 Türkiye’de yapılan kapsamlı bir araştırma, ebeveynlerinden şiddet gören gençlerin, görmeyenlere kıyasla okul dışı gruplara katılma eğiliminin anlamlı derecede daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur.20 Bu, ailedeki olumsuz dinamiklerin genci nasıl dışarıdaki potansiyel tehlikelere daha açık hale getirdiğinin somut bir kanıtıdır.
- “Çocuğumla Arkadaş Gibiyim” Yanılgısı: Günümüzde birçok ebeveyn, çocuklarıyla yakın bir ilişki kurduklarını ifade etmek için “Biz onunla arkadaş gibiyiz” cümlesini bir övgü olarak kullanır.22 Bu niyet iyi olsa da, gelişimsel açıdan ciddi bir “rol karmaşası” riski taşır.5
Arkadaşlık, temelde eşitler arasında kurulan, karşılıklı bir seçimle başlayan ve bitebilen bir ilişkidir. Ebeveynlik ise doğası gereği hiyerarşik, sorumluluk içeren ve ömür boyu süren bir roldür. Çocukların bir arkadaşa değil, onlara yol gösteren, sınırları belirleyen, güvenliklerini sağlayan ve ihtiyaç duyduklarında sığınabilecekleri sağlam bir otorite figürü olan bir ebeveyne ihtiyacı vardır. Ebeveyn, arkadaş rolüne büründüğünde, çocuğun ihtiyaç duyduğu bu temel yapı zayıflar. Çocuk, her sırrını ebeveyniyle paylaşmak zorunda değildir; bazı deneyimleri arkadaşlarıyla, bazılarını ise ailesiyle paylaşma özgürlüğüne sahip olmalıdır.22 Sınırların kaybolduğu bir ilişki, çocuğun kendini güvende hissetmesini engeller ve sosyal ilişkilerinde de sınır koyma becerisini zayıflatır.
Sonuç olarak, ebeveynler için en etkili strateji, enerjilerini çocuklarının arkadaşlarını veya sosyal çevresini “yönetmeye” ve “kontrol etmeye” harcamak yerine, çocuklarıyla olan kendi ilişkilerini “beslemeye” ve “iyileştirmeye” odaklamaktır. Güvenli, açık, tutarlı ve destekleyici bir aile ortamı yaratmak, bir çocuğa verilebilecek en değerli sosyal beceri eğitimi ve olumsuz akran baskısına karşı en sağlam kalkandır.
Bölüm 5: Arkadaşlıkta Zorlanan Çocuklara Destek Olmak
Sosyal ilişkiler kurmak, bazı çocuklar için su içmek kadar doğal ve kolay bir süreçken, diğerleri için tırmanılması zor bir dağ gibidir. Bir çocuğun hiç arkadaşının olmaması veya arkadaşlık kurmakta sürekli zorluk yaşaması, ebeveynler için en endişe verici durumlardan biridir. Bu durum, çocuğun sadece o anki mutluluğunu değil, aynı zamanda uzun vadeli sosyal ve duygusal gelişimini de etkileyen ciddi bir sorundur. Bu bölümde, arkadaşlık kurmakta güçlük çeken çocukların bu zorluklarının ardında yatan olası nedenler incelenecek ve bu çocuklara ebeveynlerin, eğitimcilerin ve toplumun nasıl destek olabileceği ele alınacaktır. Özellikle Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) ve Üstün Yetenek gibi özel durumların akran ilişkileri üzerindeki etkilerine de odaklanılarak, “tek beden herkese uymaz” ilkesiyle her çocuğun özgün ihtiyacına yönelik stratejiler sunulacaktır. Amaç, çocuğu zorla sosyalleştirmek değil, onun sosyal kaygılarını anlamak ve ona sosyal dünyaya adım atması için gerekli becerileri ve cesareti kazandırmaktır.
Yalnızlığın Perde Arkası: Arkadaş Edinememenin Altında Yatan Nedenler
Bir çocuğun sosyal izolasyon yaşamasının ardında tek bir neden değil, genellikle birbiriyle etkileşim halinde olan karmaşık faktörler yatar. Etkili bir destek sunabilmek için öncelikle bu altta yatan nedeni doğru teşhis etmek gerekir.
- Mizaç Faktörleri ve Sosyal Kaygı: Bazı çocuklar doğuştan daha içe dönük, utangaç ve temkinli bir mizaca sahiptir. Bu çocuklar için yeni bir ortama girmek, tanımadıkları insanlarla konuşmak veya ilk adımı atmak, dışa dönük bir çocuktan çok daha fazla zihinsel ve duygusal enerji gerektirir.79 Bu durum bir “kusur” değil, bir kişilik özelliğidir. Ancak bu utangaçlık, çocuğun sosyal fırsatları kaçırmasına ve zamanla sosyal kaygıya dönüşmesine neden olabilir. Çocuk, reddedilme veya alay edilme korkusuyla sosyal etkileşimlerden tamamen kaçınmaya başlayabilir.
- Sosyal Beceri Eksiklikleri: Arkadaşlık kurmak ve sürdürmek, öğrenilmesi gereken bir dizi sosyal beceri gerektirir. Konuşma başlatma ve sürdürme, gruba dahil olma, aktif dinleme, paylaşma, işbirliği yapma, empati kurma ve çatışma çözme gibi temel becerilerde yetersiz olan çocuklar, akranları tarafından “garip”, “itici” veya “sıkıcı” olarak algılanabilir ve dışlanabilirler.56 Bu beceriler doğuştan gelmez, öğrenilir ve pratik gerektirir.
- Özel Gereksinim Durumlarının Etkisi: Bazı nörogelişimsel farklılıklar, sosyal etkileşimi doğal olarak zorlaştırır:
- Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB): DEHB’li çocuklar genellikle dürtüsellikleri (sırasını bekleyememe, başkalarının sözünü kesme, düşünmeden hareket etme), hiperaktiviteleri (yerinde duramama) ve dikkatsizlikleri (sosyal ipuçlarını, şakaları veya beden dilini kaçırma) nedeniyle akran ilişkilerinde ciddi sorunlar yaşarlar.81 Kurallı oyunlara uymakta zorlanabilir ve arkadaşları tarafından “sinir bozucu” veya “yaramaz” olarak etiketlenebilirler. Bu sürekli olumsuz geri bildirimler,
özgüvenlerini81 - Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB): OSB’li çocuklar için sosyal dünya, çözülmesi zor bir bulmaca gibidir. Göz teması kurmada zorluk, sosyal ve duygusal ipuçlarını (yüz ifadeleri, ses tonu) anlamada güçlük, değişime karşı direnç ve genellikle sınırlı ama yoğun ilgi alanlarına sahip olmaları, akranlarıyla karşılıklı bir etkileşim kurmalarını zorlaştırır.83 Başkalarının bakış açısını anlamakta (zihin kuramı) zorlandıkları için empati kurmaları ve sosyal beklentilere uygun davranmaları güç olabilir.
- Üstün Yetenekli Çocuklar: Bu çocukların yaşadığı sosyal zorluklar genellikle göz ardı edilir. En temel sorunları, “asenkronize gelişim”dir; yani zihinsel ve bilişsel gelişimleri, sosyal ve duygusal gelişimlerinden çok daha ileridedir.85 Yaşıtlarının oyunları ve sohbetleri onlara sıkıcı gelebilirken, ilgi alanları (örneğin, kuantum fiziği veya antik tarih) ve kullandıkları zengin kelime dağarcığı, yaşıtları tarafından anlaşılmamalarına neden olur. Bu durum, onları “bilmiş” veya “garip” olarak etiketlenmeye ve sosyal izolasyona itebilir.85 Ayrıca, mükemmeliyetçilik ve aşırı hassasiyet gibi kişilik özellikleri de sosyal ilişkilerini karmaşıklaştırabilir.87
- Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB): DEHB’li çocuklar genellikle dürtüsellikleri (sırasını bekleyememe, başkalarının sözünü kesme, düşünmeden hareket etme), hiperaktiviteleri (yerinde duramama) ve dikkatsizlikleri (sosyal ipuçlarını, şakaları veya beden dilini kaçırma) nedeniyle akran ilişkilerinde ciddi sorunlar yaşarlar.81 Kurallı oyunlara uymakta zorlanabilir ve arkadaşları tarafından “sinir bozucu” veya “yaramaz” olarak etiketlenebilirler. Bu sürekli olumsuz geri bildirimler,
Ebeveynler ve Eğitimciler Nasıl Yardımcı Olabilir?
Arkadaşlıkta zorlanan bir çocuğa yardım etmek, sabır, anlayış ve doğru stratejileri gerektirir. Amaç, çocuğu olmadığı birine dönüştürmek değil, onun mevcut potansiyelini en iyi şekilde kullanmasına ve sosyal dünyada daha rahat hareket etmesine yardımcı olmaktır.
- Gözlemleyin, Dinleyin ve Yargılamayın: İlk adım, çocuğu suçlamadan veya etiketlemeden önce durumu anlamaya çalışmaktır. Çocuğunuzu sosyal ortamlarda (park, okul, doğum günü partileri) dikkatlice gözlemleyin. Hangi anlarda zorlanıyor? Diğer çocuklara nasıl yaklaşıyor? Diğerleri ona nasıl tepki veriyor?.80 Ardından, onunla bu konuda konuşun. “Neden hiç arkadaşın yok?” gibi suçlayıcı bir soru yerine, “Bazen yeni arkadaşlar edinmenin zor olabildiğini biliyorum. Bu konuda ne hissediyorsun?” gibi empatik bir yaklaşımla onun duygularını ve düşüncelerini anlamaya çalışın.56
- Güvenli ve Yapılandırılmış Sosyal Ortamlar Yaratın: Çocuğu doğrudan büyük ve karmaşık bir sosyal ortama (örneğin, kalabalık bir oyun parkı) bırakmak yerine, daha küçük ve yapılandırılmış ortamlarda başlamak daha etkilidir.
- İlgi Alanı Odaklı Aktiviteler: Çocuğun gerçekten keyif aldığı bir alanda (robotik kodlama, resim kursu, yüzme dersi vb.) bir aktiviteye katılımını teşvik edin.2 Ortak bir ilgi alanı, sohbet başlatmak için doğal bir zemin sunar ve çocuğun kaygısını azaltır.
- Bire Bir Oyun Buluşmaları: Büyük gruplar yerine, başlangıçta sadece bir arkadaşı eve davet ederek bire bir oyun buluşmaları düzenleyin.89 Bu, daha kontrollü ve daha az korkutucu bir ortamda sosyal becerilerini pratik etmesini sağlar.
- Sosyal Becerileri Doğrudan Öğretin ve Model Olun: Sosyal beceriler, tıpkı matematik veya okuma gibi öğretilebilir.
- Rol Yapma (Role-Playing): Evde, farklı sosyal durumları canlandıran oyunlar oynayın. “Bir arkadaşından oyuncağını nasıl istersin?”, “Bir oyuna nasıl dahil olursun?”, “Birisi seninle alay ederse ne dersin?” gibi senaryoları birlikte prova edin.89
- Model Olma: En etkili öğretim yöntemi, iyi bir rol model olmaktır.52 Kendi arkadaşlarınızla nasıl konuştuğunuzu, misafirleri nasıl karşıladığınızı, bir sorun yaşadığınızda nasıl çözüm bulduğunuzu çocuğunuzun görmesini sağlayın.
- Sosyal Hikayeler ve Görsel Destekler: Özellikle OSB’li çocuklar için, soyut sosyal kuralları somutlaştırmak çok önemlidir. Belirli bir sosyal durumda (örneğin, bir doğum günü partisinde nasıl davranılır) ne yapılması gerektiğini adım adım anlatan kısa, net ve resimli sosyal hikayeler hazırlamak son derece faydalıdır.84
- Okul ile Sıkı İş Birliği Kurun: Çocuğun sosyal hayatının merkezi okuldur. Bu nedenle öğretmenler ve okul rehberlik servisi ile sürekli iletişim ve iş birliği içinde olmak hayati önem taşır.88 Öğretmenden, çocuğunuzu sınıfta daha anlayışlı ve sosyal bir öğrenciyle eşleştirmesini, grup çalışmalarında onu desteklemesini veya teneffüslerde onu gözlemleyerek size geri bildirimde bulunmasını rica edebilirsiniz.91
- Okul Temelli Programlardan Faydalanın: Birçok okul, zorbalığı önlemek ve sosyal-duygusal gelişimi desteklemek amacıyla programlar uygular. Sosyal ve Duygusal Öğrenme (Social and Emotional Learning – SEL) programları, tüm öğrencilere sistematik olarak özgüven, öz-yönetim, sosyal farkındalık, ilişki kurma ve sorumlu karar verme gibi temel yaşam becerilerini kazandırmayı hedefler.92 Bu tür programların okulunuzda uygulanıp uygulanmadığını öğrenin ve çocuğunuzun bu programlardan en üst düzeyde faydalanması için destek olun.
Sonuç olarak, arkadaşlıkta zorlanan bir çocuğa yardım etmek, onun bireysel farklılıklarını ve ihtiyaçlarını anlamayı gerektirir. Sabırlı, destekleyici ve stratejik bir yaklaşımla, her çocuğun sosyal potansiyelini ortaya çıkarmak ve ona anlamlı arkadaşlık ilişkileri kurma yolunda rehberlik etmek mümkündür.
Bölüm 6: Profesyonel Destek: Ne Zaman ve Neden?
Ebeveynlik, sevgi, sabır ve sonsuz bir çaba gerektiren bir yolculuktur. Anne ve babalar, çocuklarının sosyal ve duygusal gelişimini desteklemek için ellerinden gelenin en iyisini yaparlar. Ancak bazen, tüm iyi niyete ve çabaya rağmen, çocuğun yaşadığı zorluklar ailenin kendi başına çözebileceği sınırları aşabilir. Bu noktada profesyonel bir uzmandan destek almak, bir “başarısızlık” veya “yetersizlik” işareti değil, tam aksine, çocuğunun iyiliğini en ön planda tutan “bilinçli” ve “sorumlu” bir ebeveynlik tutumunun göstergesidir. Sorunlar ne kadar erken fark edilip doğru müdahale yöntemleriyle ele alınırsa, çözümleri o kadar kolay ve etkili olur. Bu son bölüm, ebeveynlerin hangi durumlarda bir uzmana başvurmaları gerektiğini gösteren “kırmızı bayrakları” netleştirecek ve bir terapi sürecine adım attıklarında kendilerini nelerin beklediğine dair somut bir bakış açısı sunacaktır. Amaç, bu süreci gizemli ve korkutucu olmaktan çıkarıp, çocuğun ve ailenin iyiliği için atılan yapıcı bir adım olarak görmelerini sağlamaktır.
Kırmızı Bayraklar: Uzmana Başvurmayı Gerektiren Belirtiler
Aşağıda sıralanan belirtiler, tek başlarına görüldüklerinde her zaman bir sorun işareti olmayabilir. Ancak bu belirtiler bir arada, uzun bir süredir (örneğin birkaç aydır) devam ediyorsa, şiddeti giderek artıyorsa ve en önemlisi çocuğun veya ergenin günlük yaşam işlevselliğini (okul hayatı, aile ilişkileri, sosyal uyumu) belirgin bir şekilde bozuyorsa, bir çocuk ve ergen psikiyatristinden veya klinik psikologdan değerlendirme almak önemlidir.95
- Akademik ve Okul Davranışlarındaki Ciddi Değişimler:
- Okul Başarısında Ani ve Açıklanamayan Düşüş: Daha önce başarılı olan bir çocuğun notlarında belirgin bir düşüş yaşanması, ödevlerini yapmaması veya derslere ilgisini tamamen kaybetmesi.95
- Okul Reddi ve Devamsızlık: Çocuğun okula gitmek istememesi, sabahları sürekli bahaneler üretmesi (karın ağrısı, baş ağrısı gibi), okula gitmemek için yoğun bir kaygı ve direnç göstermesi veya okuldan kaçması.39
- Duygusal ve Sosyal Alandaki Belirgin Bozulmalar:
- Yoğun ve Sürekli Sosyal İzolasyon: Çocuğun tüm arkadaşlarından kopması, sosyal etkinliklere katılmayı tamamen reddetmesi ve sürekli yalnız kalmayı tercih etmesi.95
- Kalıcı ve Yoğun Olumsuz Duygu Durumu: Uzun süren bir mutsuzluk, hüzün, umutsuzluk, değersizlik hissi veya sürekli bir endişe ve kaygı hali.
- Davranış Problemlerinde Artış: Yoğun öfke nöbetleri, artan saldırganlık (fiziksel veya sözel), kurallara uymama ve otoriteyle sürekli çatışma hali.95
- Fiziksel ve Bedensel Belirtiler:
- İştah ve Uyku Düzeninde Belirgin Değişiklikler: Aşırı yeme veya iştah kaybı; uykusuzluk, sık sık uyanma, kabuslar görme veya aşırı uyuma gibi kalıcı değişiklikler.95
- Nedeni Açıklanamayan Fiziksel Şikayetler (Somatizasyon): Tıbbi bir nedeni bulunamayan, ancak sürekli tekrarlayan baş ağrıları, karın ağrıları, mide bulantıları gibi bedensel yakınmalar.95
- Acil Müdahale Gerektiren Riskli Davranışlar:
- Kendine Zarar Verme Davranışları: Vücudunu kesme, yakma veya başka şekillerde kendine fiziksel olarak zarar verme eğilimi.95
- İntihar Düşünceleri veya Girişimleri: Ölüm hakkında konuşma, intiharla ilgili imalarda bulunma veya doğrudan bir girişimde bulunma. Bu durum, acil psikiyatrik müdahale gerektiren bir krizdir.
- Alkol veya Madde Kullanımı: Ergenin alkol veya yasa dışı madde kullandığına dair şüphe veya kanıt olması.95
Unutulmamalıdır ki, özellikle erken çocukluk döneminde yaşanan sürekli akran reddi, sadece o anki bir mutsuzluk kaynağı değil, aynı zamanda ileriki yaşlarda ortaya çıkabilecek akademik başarısızlık, depresyon, kaygı bozuklukları ve hatta saldırganlık ve suça yönelme gibi dışsallaştırma sorunları için ciddi bir risk faktörüdür.96 Bu nedenle, çocuğunuzun akranları tarafından sürekli ve sistematik bir şekilde dışlandığını gözlemliyorsanız, “bekleyip görelim” demek yerine, bu olumsuz gidişatın uzun vadeli sonuçlarını önlemek adına proaktif davranarak bir uzmandan destek almak en doğru yaklaşımdır.
Terapi Sürecinde Ebeveynleri Neler Bekler?
Profesyonel destek sürecine adım atmak, ebeveynler için belirsizliklerle dolu olabilir. Bu sürecin bir “tamirhane” olmadığını, yani çocuğun bir uzmana bırakılıp “düzeltilmesinin” beklendiği bir yer olmadığını anlamak önemlidir. Etkili bir terapi, çocuğun, ailenin ve bazen de okulun aktif katılımını gerektiren iş birliğine dayalı bir süreçtir.
- Kapsamlı Değerlendirme Süreci: İlk adım, sorunun doğasını, kökenini ve şiddetini anlamaya yönelik kapsamlı bir değerlendirmedir. Bu süreçte uzman, sadece çocukla değil, aynı zamanda ebeveynlerle de görüşmeler yapar. Çocuğun gelişim öyküsü, aile dinamikleri, okul hayatı ve sosyal ilişkileri hakkında detaylı bilgi alır.88 Gerekli durumlarda, psikolojik testler veya öğretmenlerden alınan görüşler de bu değerlendirme sürecine dahil edilir. Amaç, çocuğun biyo-psiko-sosyal bir bütün olarak ele alınmasıdır.
- Kanıta Dayalı Terapi Yöntemleri: Uzman, yaptığı değerlendirme sonucunda çocuğun ve ailenin ihtiyacına en uygun, bilimsel etkinliği kanıtlanmış terapi yöntemini belirler. Sıkça kullanılan bazı yaklaşımlar şunlardır:
- Oyun Terapisi: Özellikle 3-11 yaş arası çocuklar için en etkili yöntemlerden biridir. Çocuklar için oyun, kelimelerin yerini tutan bir dildir. Terapist, oyun ve oyuncaklar aracılığıyla çocuğun iç dünyasına girer, onun korkularını, kaygılarını ve çatışmalarını anlamasına ve bunları güvenli bir ortamda yeniden canlandırarak çözmesine yardımcı olur.98
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Daha çok daha büyük çocuklar ve ergenler için uygundur. Bu yaklaşım, bireyin yaşadığı sorunun temelinde işlevsel olmayan düşünce kalıpları, inançlar ve bunlara bağlı olarak gelişen davranışlar olduğu varsayımına dayanır. Terapi sürecinde, bu olumsuz düşüncelerin fark edilmesi ve daha gerçekçi ve yapıcı olanlarla değiştirilmesi hedeflenir. Sosyal kaygı, depresyon, öfke kontrolü ve davranış sorunlarının tedavisinde oldukça etkilidir.98
- Ebeveyn-Çocuk Etkileşim Terapisi (PCIT): Özellikle 2-7 yaş aralığındaki karşıt gelme bozukluğu, davranış sorunları ve DEHB gibi tanılara sahip çocuklar için geliştirilmiş, kanıta dayalı, oldukça yapılandırılmış bir terapi modelidir.100 Bu terapide terapist, bir aynalı odanın arkasından veya kamera sistemiyle, ebeveyne bir kulaklık aracılığıyla canlı koçluk yapar. Ebeveyne, çocuğuyla olan etkileşimini daha olumlu hale getirecek ve sınır koyma becerilerini geliştirecek spesifik teknikler öğretilir. Terapi,
ilişkiyi güçlendirmeyi hedefleyen “Çocuk Yönlendirmeli Etkileşim” ve etkili disiplin yöntemlerini öğreten “Ebeveyn Yönlendirmeli Etkileşim” olmak üzere iki ana aşamadan oluşur.101 - Aile Danışmanlığı/Terapisi: Sorunun sadece çocuktan kaynaklanmadığı, aile içi iletişim sorunları, ebeveyn tutumlarındaki tutarsızlıklar veya diğer ailevi dinamiklerden etkilendiği durumlarda, tüm aile üyelerinin katıldığı seanslar düzenlenir. Bu seanslarda, ailenin bir sistem olarak daha sağlıklı işlemesi için iletişim becerileri, problem çözme stratejileri ve roller üzerinde çalışılır.99
Sonuç olarak, profesyonel destek arayışı, çocuğunuza ve ailenize yaptığınız değerli bir yatırımdır. Bu süreç, sadece mevcut sorunu çözmekle kalmaz, aynı zamanda hem çocuğa hem de ebeveynlere gelecekteki zorluklarla daha sağlıklı bir şekilde başa çıkabilmeleri için gerekli olan beceri ve bakış açılarını kazandırır.
Bu makalenin hazırlanmasında kullanılan kaynaklar.
- ÇOCUKLUKTA ARKADAŞ İLİŞKİLERİhttps://egitimvebilim.ted.org.tr/index.php/EB/article/download/5619/2182
- Çocukların Arkadaşlık İlişkisi – Psikolog Şahika İzgi Yılmaz | Online Terapihttps://sahikaizgi.com.tr/cocuklarin-arkadaslik-iliskisi/
- Çocukluktan Gençliğe Arkadaşlık İlişkileri | ide okullarıhttps://blog.ide.k12.tr/cocukluktan-genclige-arkadaslik-iliskileri
- Çocuğun Arkadaş Seçiminde Ailenin Rolü – DoktorTakvimi.comhttps://www.doktortakvimi.com/blog/cocugun-arkadas-seciminde-ailenin-rolu
- arkadaş seçiminin önemi – YOZGAT / MERKEZ – Yozgat Rehberlik ve Araştırma Merkezihttps://yozgatram.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/66/01/208394/dosyalar/2016_03/16091547_arkadasemnnnem.pdf
- Akran İlişkileri 1 – Aile Okuluhttps://aileokulu.meb.gov.tr/wp-content/uploads/2025/05/aile-okulu-2_3-Akran-Iliskileri.pdf
- Çocukluk Döneminde Hayali Arkadaşlıklar ve Hayali Arkadaşların Çocuğun Gelişimindeki Yeri – DergiParkhttps://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1623099
- Çocuklarda Hayali Arkadaş Dönemi ve Ailelere Öneriler – Aba Psikolojihttps://abapsikoloji.com/cocuklarda-hayali-arkadas-donemi-ve-ailelere-oneriler/
- Çocuklarda Arkadaş İlişkileri • PSİKOLAJ – Bahçeşehir Psikologhttps://psikolaj.com.tr/cocuklarda-arkadas-iliskileri.html
- Okul Öncesi Dönemde Akran İlişkileri | Psikolog Nihan Arda Alpman Makalelerihttps://www.nihanarda.com/makalelerim/okul-oncesi-donemde-akran-iliskileri/16/
- Çocukluk Arkadaşlık ve Kavgalarının Kimlik Gelişimindeki Önemi …https://izmirpsikolog.com.tr/cocukluk-arkadaslik-ve-kavgalarinin-kimlik-gelisimindeki-onemi/
- Erikson’un Psikososyal Gelişim Kuramıhttps://site.ataaof.edu.tr/pdf.aspx?du=7lf0UINvYY8jQd4rYoneeQ==
- ERİK ERİKSON ve PSİKO SOSYAL GELİŞİM KURAMI – Uğur Kayahttps://www.antalyaozelegitim.com/blog/psikolojik-degerlendirme-ve-danisma/erik-erikson-ve-psiko-sosyal-gelisim-kurami.html
- Erik Erikson’un Psikososyal Gelişim Evreleri – Uzm. Dr. Hatice AKOVAhttps://haticeakova.com/erik-eriksonun-psikososyal-gelisim-evreleri.htm
- ERGENLİKTE ARKADAŞLIK VE ARKADAŞ SEÇİMİ – Çamlıca Kız Lisesihttps://camlicakal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/34/22/967314/dosyalar/2022_03/29141527_ergenlikte-arkadaslik-brosur-nursen.pdf
- PSİKO-SOSYAL KİŞİLİK KURAMı (ERİKSON)https://avys.omu.edu.tr/storage/app/public/oyasevcan.orak/74808/Erikson%20Psikososyal%20Geli%C5%9Fim%20Kuram%C4%B1.pdf
- Ergenlerde Arkadaşlık İlişkileri – antalya-psikiyatristhttps://www.antalyapsikiyatrist.com/ergen-terapisi/ergenlerde-arkadaslik-iliskileri
- Ergenin Aynası: Arkadaşlık – Terabookhttps://www.terabook.org/ergenin-aynasi-arkadaslik/
- Aile ve Arkadaşlık İlişkileri – meb.k12https://kadikoygoztepemtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/34/12/161051/dosyalar/2020_12/28152438_aile_ve_arkadaYlYk_iliYkileri.pdf
- Türkiye’de Ergenlerin Arkadaş-Akran Grupları İle İlişkileri … – AJindexhttps://www.ajindex.com/dosyalar/makale/acarindex-1423873408.pdf
- Çocuklarda Arkadaş Seçimi ne Dikkat – Aile Danışmanlığı Eğitimihttps://www.ailedanismanligikursu.com/cocuklarda-arkadas-secimi-ne-dikkat/
- Çocuğumla “Arkadaş Gibi” Olmalı Mıyım? | ide okullarıhttps://blog.ide.k12.tr/cocugumla-arkadas-gibi-olmali-miyim
- Arkadaşlık İlişkilerinizi Güçlendirmek için 5 Öneri – Heltia Bloghttps://www.getheltia.com/blog/arkadaslik-iliskilerinizi-guclendirmek-icin-5-oneri
- Arkadaşlık İlişkilerinde Sınırlar Nasıl Koyulur? – Öykü Tekinerhttps://oykutekiner.com.tr/blog/arkadaslik-iliskilerinde-sinirlar-nasil-koyulur/
- Sağlıklı Arkadaşlık İlişkileri Kurma Rehberi – aycakaraman.comhttps://www.aycakaraman.com/saglikli-arkadaslik-iliskileri-kurma-rehberi
- Sayı : 2 AYLIK BÜLTENLER SERİSİ EKİM, KONU : ARKADAŞ …https://koskamenderesio.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/09/16/716006/dosyalar/2017_05/30134940_Akran_Baskisi.pdf
- Okullarda Akran Baskısı: Türleri, Örnekler, Reddetme Becerileri ve Başa Çıkma Stratejilerihttps://www.storyboardthat.com/tr/lesson-plans/akran-bas%C4%B1nc%C4%B1-redaksiyon-becerileri
- Akran Baskısı – Özel Gündoğdu Kolejihttp://gundogduilkogretim.k12.tr/hdetay.asp?hid=512&kid=6
- Akran Zorbalığı ve Akran Baskısı – Mülteciler Derneğihttps://multeciler.org.tr/akran-zorbaligi-ve-akran-baskisi/
- AKRAN BASKISIhttps://cumhuriyetio58.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/58/01/975088/dosyalar/2021_04/01151606_akran_baskYsY.pdf
- AKRAN ZORBALIĞIhttps://orgm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2022_08/23150700_Akran_ZorbalYYY-_Lise_OYretmen_Sunumu.pdf
- İlk ve Orta Ergenlikte Akran Zorbalığı: Gerçekleştiği Yerler ve Baş Etme Yollarıhttps://www.tpd.com.tr/tr/yayinlar/dergiler/1031828/tpy1301996120120000m000108.pdf
- Ergenlerde Akran Zorbalığını Yordayan Bazı Faktörlerin Zorba ve Mağdur Bireyler Açısından Değerlendirilmesi1 – DergiParkhttps://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/785302
- Akran Zorbalığı Nedir? Akran Çatışması Nedir? – Aybenhttps://www.ayben.com.tr/blog/icerik/akran-zorbaligi-nedir
- ÇOCUKLAR VE GENÇLER İÇİN SİBER ZORBALIK REHBERİ – Genç Hayat Vakfıhttps://genchayat.org/wp-content/uploads/2021/05/C%CC%A7ocukGencSiberZorbalikRehberi.pdf
- SİBER ZORBALIK REHBER ÖĞRETMEN / PSİKOLOJİK DANIŞMAN KİTAPÇIĞI – Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğühttps://orgm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2025_05/09175900_siberzorbalik_rehberogretmen220322.pdf
- Siber zorbalık: Nedir ve nasıl önlenir | UNICEF Türkiyehttps://www.unicef.org/turkiye/siber-zorbal%C4%B1k-nedir-ve-nas%C4%B1l-%C3%B6nlenir
- Sosyal Medyada ve Oyunlarda Çocuklar | Siber Zorbalık ve Güvenli İnternet Projesihttps://siberzorbalik.com.tr/sosyal-medyada-ve-oyunlarda-cocuklar/
- Okula Başlayan Çocuklarda Okul Reddi ile Nasıl Başa Çıkılır? – Memorialhttps://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/okul-reddi-nedir
- Akran Zorbalığı nedir? Nelere Dikkat Edilmeli? – Özel Ders Alanıhttps://www.ozeldersalani.com/akran-zorbaligi
- Akran Zorbalığı ve Çözüm Yolları – MUŞ / MERKEZ – Milli Eğitim Vakfı Fatih Ortaokuluhttps://mevfatihortaokulu.meb.k12.tr/icerikler/akran-zorbaligi-ve-cozum-yollari_13493559.html
- Akran Baskısı Nedir? | Aba Yayınhttps://abayayin.com/akran-baskisi-nedir/
- Ergenlik Döneminde Risk Almanın Psikolojisi – Psikademihttps://psikademi.com/ergenlik-doneminde-risk-almanin-psikolojisi/
- Ergenlik Dönemi Beyin Gelişimi: Nörobilim Perspektifi – Sinirbilimhttps://www.sinirbilimstore.com/ergenlik-donemi-beyin-gelisimi-norobilim-perspektifi
- Ergenlik Döneminde Beynin Yapısal ve Nörokimyasal Değişimi – JournalAgenthttps://jag.journalagent.com/kpd/pdfs/KPD_11_1_42_47.pdf
- Ergenlik Döneminde Beyinde Neler Oluyor? – Hiwellhttps://www.hiwellapp.com/blog/ergenlikte-beyin
- Limbik sistem – Vikipedihttps://tr.wikipedia.org/wiki/Limbik_sistem
- Prefrontal Korteks Nedir? – Memorialhttps://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/prefrontal-korteks-nedir
- ERGEN SORUNLARI VE BAŞETME YÖNTEMİ OLARAK MANEVİYAT/MANEVİ DANIŞMANLIK – DergiParkhttps://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/4350120
- Mükemmel Genç Beyni – DBE Davranış Bilimleri Enstitüsühttps://www.dbe.com.tr/tr/cocuk-ve-genc/11/mukemmel-genc-beyni/
- ERGEN BEYNİNİN ŞAŞIRTICILIĞI | BeyazPsikolojihttps://www.beyazpsikoloji.com/Blog/3038/ergen_beyninin_sasirticiligi
- Çocuklarda Sosyal Beceriler ve Özgüven – Safa Sağlıkhttps://safasaglik.com/cocuklarda-sosyal-beceriler-ve-ozguven/
- Çocuklarda Özgüven Gelişimi | Çadem Psikoloji | İstanbul Psikolog …https://www.cadempsikoloji.com/makale/94-cocuklarda-ozguven-gelisimi
- Çocuklarda Özgüven Gelişimi ve Önemi – Sone Psikolojihttps://www.sonepsikoloji.com/cocuklarda-ozguven/
- Okul Öncesi Dönemde Öz Güven Gelişimi | Küçük Adımlar Anaokuluhttps://kucukadimlar.k12.tr/okul-oncesi-donemde-oz-guven-gelisimi/
- Çocuğunuzun arkadaş edinebilmesine yardımcı olacak 7 ipucu – Buse Terimhttps://www.buseterim.com.tr/tr/yasam/anne-cocuk/cocugunuzun-arkadas-edinebilmesine-yardimci-olacak-7-ipucu
- Çocuğunuzun Akran Baskısı ve Zorbalıkla Başa Çıkmasına Yardımcı Olmak – Dilgemhttps://www.dilgem.com.tr/tr/makaleler/cocugunuzun-akran-baskisi-ve-zorbalikla-basa-cikmasina-yardimci-olmak/
- PDF Compressor – Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğühttps://eskisehir.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2023_09/20110704_TepebaYY_Yehit_Yukru_Yahin_RAM_SYnYr_Koyma_Yerel_Hedef_KitapcYk.pdf
- Hayır Diyebilme Becerisi Nasıl Kazanılır? – İnci Psikologhttps://incipsikoloji.com/hayir-diyebilme-becerisi-nasil-kazanilir/
- Hayır Diyebilmek Neden Önemlidir? Sınır Koyma Becerileri – Napelda Psikolojihttps://www.napeldapsikoloji.com/hayir-diyebilmek-neden-onemlidir-sinir-koyma-becerileri/
- Çocuklara kendi haklarını savunmayı öğretmek için 5 ipucu – Buse Terimhttps://www.buseterim.com.tr/tr/yasam/anne-cocuk/cocuklara-kendi-haklarini-savunmayi-ogretmek-icin-5-ipucu
- Çocukların “Hayır” Deme Becerisi Nasıl Geliştirilir?https://araklimerkez.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/61/03/970522/dosyalar/2019_12/02222557_cocuklarYn_hayYr_deme_baYarYlarY_nasYl_geliYir.pdf?CHK=e79fa1b56aa104238ff5b1ee23d5bd2f
- HAYIR DİYORUM SINIRLARIMI KORUYORUM (İLKOKUL OTURUMLARI)https://mugla.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2019_09/16141626_HayYr_diyorum_oYrenci_moduller.pdf
- Çocuklarda Problem Çözme Becerileri Eğitimihttps://psikolog.org.tr/tr/yayinlar/dergiler/1031828/tpy1301996119980000m000254.pdf
- ÖZEL GEREKSİNİMLİ BİREYLERDE ÇATIŞMA ÇÖZME BECERİLERİ -Öğretmen Sunumu İçin Detaylı İçerikhttps://aydin.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2024_09/20103024_ogretmensunumudetayliicerigi.pdf
- Çocuklar İçin Sağlıklı Arkadaşlık İlişkileri – Online Kids Academyhttps://www.onlinekidsacademy.com/tr/blog/cocuklar-icin-saglikli-arkadaslik-iliskileri
- Onarıcı Adalet Teorisine Genel Bir Bakış – DergiParkhttps://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/4063631
- (PDF) Okullarda Onarıcı Adalet – ResearchGatehttps://www.researchgate.net/publication/323393651_Okullarda_Onarici_Adalet
- Çocuklarla Sağlıklı İletişim Kurma Önerileri – Aba Psikolojihttps://abapsikoloji.com/cocuklarla-saglikli-iletisim-kurma-onerileri/
- EBEVEYNLER ARASINDAKİ İLETİŞİMİN ÇOCUKLARA ETKİSİhttps://www.dbe.com.tr/tr/cocuk-ve-genc/11/ebeveynler-arasindaki-iletisimin-cocuklara-etkisi/
- Çocuğunuzla Sağlıklı İletişim Kurmanın Yolları – Memorialhttps://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/cocugunuzla-saglikli-iletisim-kurmanin-yollari
- AİLE İÇİ İLETİŞİM BECERİLERİhttps://aileokulu.meb.gov.tr/wp-content/uploads/2022/12/Aile-Ici-Iletisim-Becerileri.pdf
- Çocukla İyi İletişim Kurmanın 10 Yolu – Damla Danışmanlıkhttps://www.damladanismanlik.com/blog/cocuk-gelisimi-ve-egitimi/cocukla-iyi-iletisim-kurmanin-10-yolu
- İletişimde Empati: İlişkilerde Başarı İçin 7 İpucu – Blog PDRhttps://blogpdr.com/iletisimde-empati-iliskilerde-basari-icin-7-ipucu/
- Uzmanlar anlattı: Çocuğunuzun arkadaşını gözünüz tutmadıysa ne …https://www.diken.com.tr/uzmanlar-anlatti-cocugunuzun-arkadasini-gozunuz-tutmadiysa-ne-yapmalisiniz/
- Albert Bandura’nın Sosyal Öğrenme Kuramı ve Eğitime Yansımaları | Meral Aydınhttps://www.meralaydin.com.tr/albert-banduranin-sosyal-ogrenme-kurami-ve-egitime-yansimalari/
- KURAMlNIN KULLANIMI Sebahat GÖZÜM* – DergiParkhttps://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/29096
- AKRAN ZORBALIĞI İLE ERGENLERİN ALGILADIKLARI AİLE İŞLEVSELLİĞİNİN İNCELENMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Nilüfer ÜNAL Shttps://acikbilim.yok.gov.tr/bitstream/handle/20.500.12812/264799/yokAcikBilim_10257169.pdf?sequence=-1&isAllowed=y
- Utangaç Çocuklar: Arkadaş Bulmalarına Yardımcı 5 Adım – Avicenna Hastanesihttps://avicennaint.com/utangac-cocuklar/
- Çocukla İletişim – “Arkadaş İlişkisi” – Oyun Terapilerihttps://oyunterapileri.com/post/cocukla-iletisim-arkadas-iliskisi_1
- Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Olan Çocuğa Nasıl Davranmalı? – Aybenhttps://www.ayben.com.tr/blog/icerik/dikkat-eksikligi-ve-hiperaktivite-bozuklugu-olan-cocuga-nasil-davranmali
- DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞUNUN (DEHB) NEDENLERİ VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ – DergiParkhttps://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3083825
- Çocuklarda Sosyal etkileşim becerileri Yönerge takip Ortak dikkat Göz teması Nesnesiz taklithttps://derincocuk.com/cocuklarda-sosyal-etkilesim-becerileri/
- Otizmli Çocuklarda Sosyal Uyumhttps://karamanelmasehirozelegituyg1kdm.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/70/01/747120/dosyalar/2025_04/14211414_otizmlicocuklardasosyaluyum.pdf
- ÜSTÜN ZEKÂ: AVANTAJ MI DEZAVANTAJ MI? – DBE Davranış Bilimleri Enstitüsühttps://www.dbe.com.tr/tr/cocuk-ve-genc/11/ustun-zek-avantaj-mi-dezavantaj-mi/
- Üstün Yetenekli Çocukları Anlamak: Çocukların Sosyal ve Duygusal Sorunlarıhttps://www.tuzyev.org/assets/pdf/99e352250cf9ebcd5722ef9fc365f146.pdf
- ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUKLARIN KARŞILAŞTIĞI SOSYAL VE …https://www.tuzdev.org/post/ustun-yetenekli-cocuklarin-karsilastigi-sosyal-ve-duygusal-problemler
- Arkadaş Edinemeyen Çocuklar 2022 İncelemesihttps://www.cocukvegenc.com/arkadas-edinemeyen-cocuklar/
- “Çocuğumun hiç arkadaşı yok” diyorsanız… | Anne – Baba – HT Hayathttps://hthayat.haberturk.com/cocugumun-hic-arkadasi-yok-diyorsaniz-1079267
- Otizmli Çocuklarda Sosyal Becerilerin Gelişimi İçin Aktivitelerhttps://www.cagrisimozelegitim.com/otizmli-cocuklarda-sosyal-becerilerin-gelisimi-icin-aktiviteler
- Okulda Arkadaş Edinme: Çocuğumun Hiç Arkadaşı Yokhttps://egitimkolektifi.com/okulda-arkadas-edinme-cocugumun-hic-arkadasi-yok/
- AKRAN ZORBALIĞI ÖNLEME PROGRAMI – Çankaya Rehberlik ve …https://cankayaram.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/06/06/119806/dosyalar/2021_12/15160434_AKRAN-ZORBALIGI-ONLEME-PROGRAMI.pdf?CHK=b5646638787c89bba0a0d927147c3bf5
- sosyal duygusal beceriler – bireysel müdahale programı – Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğühttps://orgm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2025_02/06154913_17162230_ogrencibireyselmudahaleprogrami.pdf
- Türkiye Eğitim Sisteminde Sosyal-Duygusal Öğrenme – İLKE Vakfıhttps://ilke.org.tr/images/yayin/analiz_raporu_14_epam.pdf
- Ne Zaman Başvurulmalı – Mavi Aile Danışma Merkezihttps://www.maviailedanismamerkezi.com/nezamanbasvurmali.html
- OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE ÇOCUKLARIN DAVRANIŞ PROBLEMLERİ İLE AKRAN KABUL DÜZEYLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ – Selçuk Üniversitesihttps://acikerisim.selcuk.edu.tr/bitstreams/63dea284-0e86-4535-94fc-dad35d5017ef/download
- TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL …http://libratez.cu.edu.tr/tezler/13181.pdf
- Arkadaş Uyumsuzluğu | Özel Ortadoğu Hastanesihttps://www.ortadoguhastanesi.com.tr/arkadas-uyumsuzlugu
- Arkadaşlık kurmakta zorluk çeken çocuklar – BanaBakhttps://www.banabak.com/aile/cocuklar/arkadaslik-kurmakta-zorluk-ceken-cocuklar
- PCIT Nedir?https://pcitturkey.com/pcit-nedir/
- Ebeveyn-Çocuk Etkileşim Terapisihttp://www.cappsy.org/archives/vol15/no4/cap_15_04_08.pdf
- Parent-Child Interaction Therapy – DergiParkhttps://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2861364
- Ergenlerde Kimlik Gelişimi – Madalyon Psikiyatri Merkezihttps://madalyonklinik.com/gundem/ergenlerde-kimlik-gelisimi/